Connect with us

Haberler

Vodafone’dan Türkiye’nin geleceği için teknolojiye dev yatırım!

Published

on

Vodafone Türkiye’nin 80 milyon TL yatırım ile hayata geçirdiği, 9 bin metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye’nin en büyük veri merkezi olma özelliğine sahip Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü İstanbul’da bugün açıldı. Merkez, müşterilerine “kesintisiz”, “güvenli” bir hizmet sunarken aynı zamanda temiz enerji kullanımı ve çevre duyarlılığı ile de öne çıkıyor.

 

Vodafone Türkiye, Türkiye’nin en büyük veri merkezini 80 milyon TL yatırım bedeli ile hayata geçirdi. Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü adını taşıyan merkez 9 bin metrekarelik kapalı alanı ile Türkiye’nin en büyük veri merkezi olma özelliğini taşıyor.

Vodafone Grubu’nun tüm dünyadaki 6. bulut teknolojileri merkezi, müşterilerine Komple İletişim Hizmetleri Stratejisi çerçevesinde, veri stoklamaktan, altyapı destek hizmetlerine, bulut temelli uygulama servislerinden, yönetilebilir güvenlik hizmetlerine kadar her türlü bulut bilişim servislerine ve sanal sunucu/uygulama barındırma hizmetlerine kadar bilişim ve iletişim altyapısı ile ilgili tüm ihtiyaçlarını, en son ve en güvenlikli teknolojiler ile sunmayı hedefliyor.

Kurumsal müşteri servislerinde bir dünya lideri (*) olan Vodafone Grubu’nun tüm teknoloji bilgi birikimini de müşterilerine sunacak olan merkez böylece ülkemizde şirketlere rekabet avantajı sağlayacak. Vodafone Türkiye bu merkez ile ülkemizin uluslararası bir bilişim merkezi olma yolundaki vizyonu için önemli bir katkı sunmayı amaçlıyor.

İstanbul Esenyurt’ta bulunan Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü, bugün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Vodafone Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Dünya Teknoloji Başkanı Stephen Pusey veVodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray’ın katılımıyla açıldı.

Bir “mükemmelliyet merkezi” olarak tasarlanan ve toplam 1400 sistem kabineti kapasiteli merkez9 bin metrekare kapalı tesis alanında brüt 3 bin metrekarelik 4 ana salondan oluşuyor ve bu özelliği ile Türkiye’de ilk kez uygulanan “bina içinde bina” yapısıyla dikkat çekiyor. Veri merkezi ayrıca IT tabanlı servislerinin takip ve operasyon ana merkezi olarak Tuzla ve İzmir veri merkezleri ile yedekli çalışarak iş sürekliliği ve kesintisiz servis sunumu sağlayacak. Yeni merkezle birlikte Vodafone’un Türkiye’de 3 büyük şehirde bulunan veri merkezleri sayısı 6’ya, büyüklüğü ise 12 bin metrekareye ulaşmış olacak.

Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü sıcak hava kapsama uygulaması ile yüzde 15, soğutma altyapısı ile yüzde 30 enerji tasarrufu sağlarken, 20 bin ev tipi konutu besleyecek kapasitede enerji altyapısı barındırıyor. Merkez ayrıca Türkiye’de ilk defa “Green IT, Energy-Efficient Data Center”sertifikasına sahip olarak çevreye duyarlı, temiz enerji sunması ile öne çıkıyor.

 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer açılış töreninde yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Vodafone Türkiye, 2012 yıl sonuna kadar toplam 5 milyar 319 milyon TL yatırım yaptı. Bu veri merkezi için de 80 milyon TL yatırımda bulundu. 2013 sonunda toplam 6 milyar TL yatırım yapmış olacağını öngörüyoruz. Vodafone Türkiye’nin bu yatırım emeğinin, Türkiye ekonomisi, sektör oyuncuları ve ekosistem için ne kadar değerli olduğunu belirtmek istiyorum. Bu ciddi yatırımı BTK olarak önemsiyoruz. Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü, ülkemizdeki en geniş ve en büyük veri merkezi oldu. Böylece Vodafone, operatörler arasındaki rekabeti çok yukarı çekmiş oldu. BTK olarak Türkiye’yi uluslararası veri merkezi ülkesi yapmak istiyoruz. Coğrafi konumumuz ve potansiyelimiz dolayısıyla buna Türkiye’den daha layık bir başka ülke yok. Bu yüzden Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü gibi veri merkezi yatırımlarını önemsiyoruz. Vodafone Türkiye’yi ve Oksijen Ar-Ge mühendislerini tebrik ediyorum. Vodafone Grubu’na, ülkemize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu veri merkezinin başta Vodafone olmak üzere tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray: “Türkiye’nin mobil gelecek vizyonunu şekillendirmek üzere çalışmalarımıza ve yatırım programımıza devam ediyoruz.

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugün dünyada giderek daha bağlantılı hale gelen yaşamda mobil teknolojiler ile yaşanan transformasyon toplumun  gelişimine destek olmakta, mobil teknolojilerin kullanımı ülkelerin ekonomik gelişimleri için de artık bir kriter olarak izlenmektedir. Mobil teknolojilerin kullanımındaki her  %10’luk artışın, bir ülkenin kişi başı gayri safi milli hasılasında %1,4 oranında büyüme etkisi olduğu hesaplanmaktadır. Hatta bu kaldıraç etkisinin Türkiye’de daha fazla olabileceği, 1,8 çarpana kadar çıkabileceği tespit edilmiştir.

Vodafone olarak küresel tecrübemizi, Türkiye’ye aktarmaya devam ederek, önümüzdeki dönemde ülkelerin, işletmelerin ve bireylerin kalkınmasında bu kadar önemli ve kritik bir role sahip teknolojiyle  bu kalkınma fırsatından ülkemizin azami surette yararlanmasına katkıda bulunmak istiyoruz.

Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin mobil gelecek vizyonunu şekillendirmek üzere çalışmalarımıza ve yatırım programımıza devam edeceğiz. İşte bu noktada bugün açılışını 80 milyon TL yatırımla hayata geçirdiğimiz bu yeni tesis, teknolojik yatırımlarımızda çok güçlü bir halka olup, Türkiye’nin en büyük veri merkezi olarak kurulmuştur. Aynı zamanda dünyanın en ileri teknolojilerini barındıran, kurumların ve işletmelerin önümüzdeki dönemde ihtiyaçları olacak yeni nesil mobil servisleri karşılamak üzere inşa edilmiş bir tesistir. Bu yeni nesil servislerin başında da bulut bilişim hizmetleri gelmektedir. 2016 yılında işletmelerin yaklaşık %60’ının bulut bilişim hizmetlerini kullanacağı ve bunun çok önemli bir ekonomik katkı yaratacağı hesaplanmaktadır. Bulut bilişim teknolojilerinin gayri safi yurtiçi hasılada 2020 yılına kadar %25’e kadar bir ivme yakalanabileceği hesaplanmaktadır.

İşte bu öngörü ile tesisimizi özellikle “bulut teknolojileri üssü” olarak konumlandırdık. İnanıyoruz ki bu tesis, Vodafone Grubu’nun küresel alandaki bilgisi ile yerel aklı bir araya getirerek Türkiye’de faaliyet gösteren işletme ve kurumların  daha rekabetçi, daha verimli, daha yenilikçi olmalarına destek olacak. Bu tesisimiz, yalnızca Türkiye’de değil aynı zamanda birbiri ile bağlantılı ile yaşayan bu dünyada, uluslarası boyutta Vodafone abonelerine de hizmet sunmak vizyonu ile tasarlanmıştır. Vodafone Türkiye Bulut Bilişim Üssü, Oksijen AR-Ge şirketimizden sonra ikinci önemli adımımız. Oksijen Ar-Ge bugün sınırların ötesinde inovasyon yeteneğini ispatlayarak  Vodafone’un 6 inovasyon merkezinden biri olarak konumlanmaya layık görüldü. Bugün açılışını yaptığımız Türkiye’nin en büyük veri merkezi olan bu tesisimiz, bulut bilişim üslerinden biri olarak uluslararası vizyonumuzla faaliyet gösterecek.

Vodafone Türkiye olarak önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin bu dijital dönüşümüne, küresel birikim ve yerel yeteneğimizle katkı sağlamaya ve bu sayede işletmelerimizin küresel arenadaki rekabetçiliğini artırmaya, bireylerin gelişimine destek olmaya ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Vodafone Yönetim Kurulu Üyesi ve Dünya Teknoloji Başkanı Stephen Pusey ise törende şu şekilde konuştu: “Vodafone Grubu olarak hedeflerimizden biri, hizmet verdiğimiz her ülkede mükemmel şebekeler kurmak. Vodafone Türkiye de güçlü şebekesine yaptığı yatırımlarla, bu amacımıza ulaşmamızı sağlıyor. Global anlamda ses iletişimi kadar veri hizmetlerimizi de önemsiyoruz.Türkiye’de mükemmel hizmetler sunma vizyonuyla dünya kalitesinde bir altyapı, çağrı merkezleri, çevrimiçi hizmetler ve mobil güvenlik ağı kurduk. Kurumsal müşterilerimizin iş güvenliklerini ve iş sürekliliklerini sağlamak için teknolojide son gelişmeler ışığında Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü’nü inşa ettik. Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü bizim için sadece ulusal değil uluslararası önem de taşıyor. Kurumsal müşterilerimize en iyi hizmeti vermek adına kurduğumuz, Türk mühendislerinin gurur duyacakları bir eser.Oksijen Ar-Ge’nin inovasyon çalışmalarından, Türkiye’ye yaptığımız yatırımdan ve Türkiye’deki deneyimimizden çok memnunuz. Vodafone Grubu içinde yıldızlaşan Vodafone Türkiye performansının güçlenerek süreceğine inanıyoruz.”

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Published

on

By

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Continue Reading

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Published

on

By

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Continue Reading

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Published

on

By

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Continue Reading

Yorumlar

  • {{{ review.rating_post_title }}}
    User Avatar
    {{{ review.rating_title }}}

    {{{review.rating_comment | sstr | nl2br}}}

    Show

Trendler