Connect with us

Haberler

Türkiye’de eğlence ve medya sektörü gün geçtikçe büyüyor

Yayın tarihi

-

Eğlence ve Medya sektöründeki tüketici harcamalarında yakın vadede geleneksel medya hakimiyeti devam edecek.  Dijital tüketimi dijital gelire dönüştürme çabaları artarak sürecek. 2012 yılındaki dijital içerikli toplam tüketici E&M harcamasının %9’u 2017 yılında ancak %16’ ya ulaşabilecek.

 Murat Colakoglu

PwC’nin yıllık “Küresel Eğlence ve Medyaya Bakış 2013-2017” raporuna göre, dünya çapında, tüketicilerin Eğlence ve Medya sektörü (E&M)  içerik ve deneyimlerine erişimi gittikçe artan internet erişimi ve akıllı cihazlara sahip olanların sayısının hızla artmasıyla, küresel olarak demokratikleşiyor.  Türkiye’de ise son yıllarda çift basamaklı büyüme oranları yakalayan E&M sektörünün aynı eğilimi devam ettirmesi bekleniyor. 2012 yılında Türkiye’de 10,2 milyar doların üzerinde büyüklüğe ulaşan sektörün, 2013’ün sonunda’ 11,6 milyar dolara, önümüzdeki 5 yılda ise yıllık ortalama % 11,4 büyüme ile 2017 yılında yaklaşık 17,5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

PwC tarafından yayınlanan rapora göre; önümüzdeki beş yılda dünyada, dijital olmayan medyaya yapılan harcamalar hakim olacak ancak dijital olarak ulaştırılan medya ile ilgili harcamalar gittikçe büyüyecek. Dijital alandaki teknolojik yenilikler sektörün yeni çalışma ruhsatı haline geldikçe, E&M işletmeleri müşteri anlayışı ve iş modeli ve işletme kıvraklığı açısından oyunu bir adım öteye götürmeye devam edecekler.

 

Raporun kapsadığı 2013-2017 dönemi boyunca; Çin, Brezilya, Hindistan, Rusya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Meksika, Endonezya ve Arjantin toplam E&M gelirlerindeki paylarını yaklaşık iki katına kadar yükselterek bu alandaki en büyük büyümeleri gerçekleştirecekler. Bu pazarların ortalama yıllık bileşik büyüme oranı (YBBO) bütün olarak 2017 yılında öngörülen toplam küresel E&M gelirlerinin %22 sine, yani 2008’deki %12’lik oranın neredeyse iki katına denk gelecek.  Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Asya Pasifik’teki daha olgun ve teknoloji açısından daha üstün pazarlar ise, küresel değişimi E&M hizmetlerinin dijital tüketimine yönlendirmede etkili olacak.

 

Türkiye çift basamaklı büyümesini sürdürecek

 

Türkiye’de son yıllarda çift basamaklı büyüme oranları sergileyen E&M sektörü önümüzdeki 5 yılda da bu büyüme eğilimini sürdürecek. 2012 yılında Türkiye’de 10,2 milyar doların üzerinde büyüklüğe ulaşan sektörün, 2013’ün sonunda’ 11,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.  Sektörün önümüzdeki 5 yılda ise yıllık ortalama % 11,4 büyüme ile 2017 yılında yaklaşık 17,5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

 

PwC Türkiye Eğlence ve Medya Sektörü Lideri Murat Çolakoğlu sonuçları şöyle değerlendirdi: “ Hızlı büyüyen birçok pazarda olduğu gibi Türkiye’de de, altyapının geliştirilmesinin yanı sıra eğlence ve medya deneyimi için para harcamaya eğilimli ve hızla gelişmekte olan orta sınıf tüketicinin artması büyüme oranlarını destekliyor. bazı kilit segmentlerde genel büyüme oranlarını destekliyor.”

 

Türkiye’ye ilişkin diğer sonuçlar
•          Türkiye’deki internet erişimi piyasası önümüzdeki beş yıl içinde patlama yaşarken, gelirler 2012 yılındaki 2,72 milyar dolar seviyesinden 2017 yılında 7,25 milyar dolar seviyesine doğru büyük bir artış gösterecek. Mobil internet hizmetleri ise uygun fiyatlı akıllı telefonların büyük oranda elverişli olması ve nispeten düşük sabit-geniş bantlı giriş nedeniyle büyümenin başlıca itici gücü haline gelecek. Bu sektörün gelirleri 2012 ila 2017 yılları arasında %36,5 düzeyinde bir CAGR artışıyla 4 milyar dolara ulaşırken, abonelikler bu dönem boyunca %27,9’luk bir CAGR artışıyla 47,1 milyona yükselecek.

 

•          Nispeten hâlâ sağlam durumda olan gazete yayıncılığında, 2008 yılında 558 milyon dolar düzeyinde olan ve 2012 yılında 618 milyon dolara ulaşan reklamcılık gelirinin 2017 yılı sonuna kadar %6,5’luk bir CAGR ile 848 milyon dolara çıkması bekleniyor. Reklamcılık, 2010 yılında başıca gelir kaynağı olarak kopya satışlarını geride bıraktı. Genç ve teknoloji meraklısı nüfus, gazete yayıncılığındaki dijital büyümedeki en önemli gücü oluşturuyor. Türkiye’deki hane halklarının %41’i geniş bantlı erişime sahip ve bu rakamın 2017 yılına kadar %52’ye çıkması öngörülüyor. Gazeteler kendi çevrimiçi varlıklarını arttırmak suretiyle yanıt veriyor, fakat kendi başlıklarının internet versiyonlarını para olarak tedavüle koymak başka yerlerde olduğu gibi Türkiye’de de zorluk teşkil etmeye devam edecek.

 

•          Türkiye’de 2012 yılında 420 milyon dolar büyüklüğe ulaşan filme alınmış eğlence sektörünün değeri %6,2’lik bir CAGR artışıyla seviyesinden 2017 yılında 568 milyon dolara ulaşacak.  İnternet üzerinden çalışan televizyon sistemiyle (OTT) film yayını hizmetlerinin geliri, beş yıllık dönemde %77,0’lık CAGR artışıyla 39 milyon dolara yükselerek en güçlü büyümeyi sergileyecek. 2012 yılındaki bu rakam sadece 2 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Hem Robert Redford’un kurduğu ödemeli televizyon Sundance Channel hem de 100’den fazla ülkede talep üzerine video hizmetleri veren İsviçre merkezli Viewster, Türkiye’de VOD platformlarını piyasaya sürme yönündeki planlarını duyurdular. Sinema gişesi de 2012 ila 2017 yılları arasında oldukça güçlü bir performans sergileyecek. Türkiye’deki gişe geliri 2012 ila 2017 yılları arasında %5,4’lük bir CAGR artışıyla 288 milyon dolara yükselecek. Giriş ücretleri %1,9 düzeyinde bir CAGR artışıyla 46 milyon dolara çıkarken, bilet fiyatları aynı beş yıllık dönem boyunca %3,5’lik bir CAGR artışıyla 6,26 milyon dolara yükselecek.

 

 

Dünyada fırsatlar ve zorluklar piyasalara göre farklılık gösteriyor

 

Dünyada dijital yenilikler ve büyüme E&M sektörünün görünümüne hakim olmaya devam ederken önümüzdeki yıllarda yeni trendlerin ortaya çıkması öngörülüyor.

 

  • 2014 yılında 259 milyar $ olması beklenen mobil internet gelirleri, toplam internet erişimi harcamalarının %50sinden fazlasına denk gelerek sabit geniş banttakileri geçecek. Mobil internet harcamalarının 2013’te ABD ve Güney Kore’de, 2015’te de İngiltere’de sabit internet harcamalarını geçmesi bekleniyor. Güney Afrika ve Endonezya gibi bazı pazarlarda ise, 2013-2017 dönemi boyunca mobil internet harcamalarının sabit internet harcamalarını geçmesi öngörülüyor.

 

  • Akıllı cihazların yaygın olarak kullanılması sonucunda dijital E&M harcamaları 2017’de olgun pazarların %44ünü oluşturacak. Bu rakam 2012’deki %34’ün üzerinde ve 2008’deki rakamın neredeyse iki katı.

 

  • Lider niteliği taşıyan olgun pazarlarda, online TV kategorisinde (düşük bazda) her bölge çift basamaklı büyüme kaydediyor. 2012’deki ilk 5 ülke ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Kanada.

 

  • 2017’de Kuzey Amerika’nın elektronik ev video pazarının yıllık değeri (hem ödemeli TV- hem de over-the-topstreaming servisi) ilk kez gişeyi geçecek. Gişe 13,5 milyar ABD doları iken, Kuzey Amerika’nın elektronik ev videosu pazarının 2017 yılında 14,78 milyar ABD doları olması bekleniyor.
  • Mobil reklamcılığın önümüzdeki beş yıl içinde tüm bölgelerde büyümesi öngörülüyor. %27 olan YBBO, 2017 yılında ABD’de %15’i internet reklam gelirlerinden olmak üzere, 27 milyar ABD dolarından fazla mobil reklam geliri sağlayacak.

2013-2017 döneminde Çin, Brezilya, Hindistan, Rusya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Meksika, Endonezya ve Arjantin en büyük büyümeyi görecekler ve gelirleriyle pazarın mevcut sıralamasını zorlayacaklar.

  • Pazarın ilk 10’unda bir değişiklik olmasa da, kendi aralarında epeyce değişiklikler oluyor. Sadece E&M tüketici harcamalarına bakıldığında, Çin, 2013 Birleşik Krallıklar ve 2016 Almanya rakamlarını geçerek, 2012’deki beşinciliğinden 2017’de üçüncülüğe yükselecek; Brezilya da, 2014 Kanada, 2016 Güney Kore ve İtalya rakamlarını geçerek yedinci sıraya yükselecek. Hindistan 2014’te Avustralya’yı geçecek, ancak tüketici harcamaları pazarının ilk 10’unun içine giremeyerek hemen dışında kalacak.

 

  • 2013 yılında Brezilya; Birleşik Krallıklar, Kanada ve Hindistan’ı geçerek TV aboneliklerinde en büyük üçüncü pazar haline gelecek.  (Lisans ücretleri hariç) %13lük YBBO ile Brezilya tüketici harcamaları abonelik segmentindeki en hızlı büyüyen pazarlardan biri.
  • Tüm TV gelirleri ele alındığında, Çin, 2014’te hem Birleşik Krallıklar’ı hem de Japonya’yı geçerek (ABD ve Almanya’nın peşinden) üçüncülüğe yükselecek. Çin ayrıca 2015’te Almanya’yı geçerek ikinci büyük TV pazarı olacak.
  • Endonezya 2017’de gelirde yıllık %21lik YBBO ve 1,7 milyar $ pazar değeri ile en hızlı büyüyen TV pazarı olacak. Kenya, Vietnam ve Tayland da etkileyici bir büyüme gösterecek. (+%13 YBBO)  Avrupa’nın olgun pazarlarında ise büyüme genellikle %1-3 ile sınırlı kalacak.
  • Şov dünyasında küresel ticaret 2012 yılında yaklaşık 29,4 milyar $ iken 2017 yılında 36 milyar $’ın üzerinde olacak. Kilit pazarlar gene ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve Japonya olarak sıralanacak. Ancak Çin’in 2014’te Birleşik Krallıklar ve Japonya’yı geçerek dördüncü sıraya yükselmesi bekleniyor.

Bazı hızlı büyüyen pazarlardaki bazı segmentler bir düşüş sürecinden sonra, kısmen, büyüyen orta sınıfın harcama gücünün de teşvikiyle, dengelenecek ve mütevazi bir büyüme gösterecekler.

  • Son on yılın sonuna doğru harcamalarında düşüş görülen ev dışı reklam pazarı (OOH), %5lik YBBO ve 2012’de 33,8 milyar $ olan harcamaların 2017’de 42,8 milyar $’a yükselmesiyle sürekli bir büyüme dönemine girecek. Buna yenilikçi teknolojiler ve altyapı iyileştirmeleri de katkıda bulunacak.
  • 2012 yılında 164 milyar $ olan küresel gazete yayıncılığı satış ve reklam gelirleri 2008 yılındaki 187 milyar $ rakama göre düşüş gösterdi. Ancak, bir süre sonra gelirler dengelenerek 2013-2017 döneminde 2012 yılıyla aynı seviyede kalacak. Küresel olarak, büyüyen pazarlardaki sürekli genişleme olgun pazarlara daha uzun vadeli düşüşler olarak yansıyacak. Tüketici dergisi yayıncılığında da benzer bir eğilim bekleniyor.

 

Fenez: “Kontrol şimdi E&M müşterilerinde. E&M şirketleri hem ilgi çekici içerik hem de olağanüstü bir dijital deneyim sağlamak zorunda.”

Raporu hazırlayan ekibin lideri, PwC Eğlence & Medya Küresel Lideri Marcel Fenez, elde edilen sonuçlara ilişkin olarak şunları söyledi:  “ Küresel olarak, E&M şirketlerinin, müşterileri sadakate yönlendirecek ve içerik deneyimlerini paylaşacak şekilde, onların bu eğilimlerinden yararlanarak içeriği geliştirme ve dağıtma üzerine yatırım yapmaları gerekiyor; bu da, tüketicinin değişen yapısına cevap veren gelişmiş dijital medya ölçüm araçları ve iş modelleri gerektirir. Gerçekten her şey müşteri anlayışına ve işlevsel cevap verebilecek kadar çevik olmaya ve yeni iş modelleri kullanarak yenilik yapmaya odaklanıyor: İşte yeni çalışma ruhsatı bu.  E&M endüstrisinin eski mantığı, geliştirmeden dağıtıma kadar içeriğin tüm yaşam döngüsü üzerinde tam kontrol elde etmekti ama kontrol şimdi E&M müşterilerinin evlerinde ve ellerinde. Artık E&M şirketleri hem ilgi çekici içerik hem de olağanüstü bir dijital deneyim sağlamak zorunda. Bu da, doğru fiyat ile doğru zamanda ve doğru ortam aracılığıyla doğru içerik arasındaki ideal dengeyi bulmakla ilgili, her tür E&M şirketinin üzerine, büyük bir yük getiriyor.”

 

 

2013-2017 PwC Küresel Eğlence ve Medya’ya Bakış’tan ek kilit istatistikler:

 

  • Mobil geniş bant önemli bir itici güç haline gelecek

E&M gelirlerindeki büyüme, sabit ve gittikçe artan şekilde mobil geniş bant aracılığıyla dijital hizmetler tarafından yönlendirilecek. 2017’de evlerdeki geniş bant penetrasyonunun küresel anlamda %11 artarak %51’e yükseleceği tahmin ediliyor. Ancak, bu büyüme 2012’den 2017’ye % 31 artış yaparak %54e ulaşan mobil geniş banttaki büyüme tarafından gölgede bırakılacak.

 

  • E&M Tüketici Harcamaları: Yakın vadede geleneksel medya hakim olacak

Dijital tüketimi dijital gelire dönüştürmede açık ve devam eden bir mücadele var. 2012 yılındaki dijital içerikli toplam tüketici E&M harcamasının %9u 2017 yılında bile yalnızca %16’ya ulaşabilecek.

 

  • E&M Reklam Harcamaları: Geleneksel medya güçlü olmaya devam edecek ancak dijital medya 2017 gelirlerinin %37’sini oluşturacak

2017 yılında fiziksel medya E&M reklam gelirlerinin çoğunluğuna denk gelecek olsa da internet reklamcılığındaki önemli büyüme sayesinde dijital medyanın reklam gelirlerindeki payı 2012’de %26 iken 2017’de %37’ye çıkacak.

 

  • Tüketici E&M içeriği harcamaları giderek dijital formata kayacak

E&M içeriğine bağlı tüketici harcamaları geleneksel fiziksel alımlar olan (kutulu video oyunları, DVD’ler, CD’ler gibi) ve geleneksel pazarın çoğunluğunu temsil eden kalemlerden uzaklaşmaya devam ediyor. 2008’de fiziksel üzerine olan harcama toplam harcamanın %88’i iken bugün %73’e düştü ve müşteriler dijital medya almaya alıştıkça ve dijital olarak daha gelişmiş hale geldikçe de düşmeye devam edecek. 2017 yılına kadar fiziksel alımlar, harcamaların yalnızca % 53’ünü teşkil edecek.

 

  • E&M reklam harcamalarında büyüme: Hızı internet ve video oyunları belirliyor

Bir bütün olarak E&M sektörü içinde, 2013-2017 döneminde %13,1 lik YBBO ile internet reklamcılığı en hızlı büyüyen segment olacak. Halen 100,2 milyar $ değerinde olan segmentin 2017’de 185,4 milyar $ olması bekleniyor. %6,5’luk YBBO ile video oyunları ve %5,3’lük YBBO ile TV reklamları da kuvvetli büyüme gösteriyor.

 

  • 2016 yılı reklam harcamalarında Çin Japonya’yı geçecek

Reklam harcamaları açısından en büyük pazarlara bakıldığında, 2016 yılında Japon reklam pazarı olgunlaşıp büyüme sınırlandıkça, Çin ikinci en büyük pazar olarak Japonya’yı geçecek.

 

 

* Dijital Harcama

 

Dijital harcamalar sabit geniş bant ve mobil internet erişimini, uydu radyo aboneliklerini, dijital PC ve konsol oyunları, online ve mobil oyunları, elektronik ev videosunu, dijital gazete sirkülasyonu harcamalarını, dijital tüketici dergisi sirkülasyonu harcamalarını, dijital ticaret dergisi sirkülasyonu harcamalarını, tüketiciye, eğitime ve mesleğe dönük e-kitapları ve online ve mobil internet reklamcılığını ve dijital müziği içermektedir. 

 

 

PwC Türkiye

PwC, 158 ülkedeki 180.000’i aşkın çalışanı kurduğu güçlü ilişkilerle müşterileri için uygulamaya dönük öneriler geliştirmek amacıyla düşünce, deneyim ve çözümlerini paylaşır. PwC 1981 yılından beri faaliyet gösterdiği Türkiye’de, İstanbul’da iki, Ankara’da, Bursa’da ve İzmir’de birer ofis olmak üzere toplam 5 ofiste 33 ortak ve yaklaşık 1,350 kişilik profesyonel kadrosu ile Türk iş dünyasının aradığı değeri yaratmak için hizmet sunmaktadır. 

 

 

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Haberler

“KOBİ’ler sürdürülebilir büyüme açısından deprem kıskacında”

Yayın tarihi

-

Yazar:

TÜİK verilerine göre sayıları 3,4 milyonu aşan, istihdamın %71’ini, üretimin %37,3’ünü oluşturan, ekonomik katma değerin %35,5’ini tek başına sırtlanan KOBİ’ler finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar çok sayıda sorunla karşı karşıya! KOBİ’lerin tam bir üretim ve istihdam ambarı olduğunu vurgulayan Ortak Akıl Danışmanlık CEO’su Dr. Yılmaz Sönmez, “Başta dijitalleşme olmak üzere küresel rekabetçilikte KOBİ’lerimizin elinin güçlendirilmesi gerekiyor. Ciro, katma değer ve teknolojik dönüşüm odaklı yapısal sorunlar, küresel riskler, deprem felaketinin görünen ve görünmeyen sonuçlarıyla birleştiğinde sürdürülebilir büyüme üzerindeki soru işaretlerini artırıyor” dedi.

Dünyada Covid-19 pandemisi ile başlayan, Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği enerji, gıda ve hammadde krizi ile derinleşen, enflasyon ve resesyon endişeleriyle tırmanan olayların gölgesinde kalan KOBİ’ler oldukça zorlu bir virajdan geçiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Kasım 2022’de yayımladığı rapora göre, KOBİ’lerin karşılaştığı en büyük zorluklar; %67 hayatta kalma ve büyüme, %48 yeteneklere erişim, %34 şirket kültürünü ve değerlerini koruma, %25 teknolojik dönüşüm talebine karşılık verme ve %24 finansmana erişim olarak sıralanıyor.

Dünya ekonomisinin çarkları KOBİ’lerle dönüyor

Dünya ekonomisinin çarkların KOBİ’ler sayesinde döndüğünü belirten Ortak Akıl Danışmanlık CEO’su Dr. Yılmaz Sönmez, Türkiye’de KOBİ’lerin üretim ve istihdam ambarı olarak istihdamın %71’ini, cironun %44’ünü, üretim değerinin %37,3’ünü ve faktör maliyetiyle katma değerin %35,5’ini tek başına sırtlandığını söyledi. Dr. Yılmaz Sönmez, konuya ilişkin şu ifadelerde bulundu:

“En güncel TÜİK verilerine göre sayıları 3,4 milyonu aşan KOBİ’ler Türkiye’deki tüm girişimlerin %99,7’sini oluşturuyor. KOBİ’ler toplam ihracatımızın %30,4’ünü, ithalatın ise %14,7’sini gerçekleştirirken büyük şirketlerin ihracatı içerisindeki dolaylı paylarını kattığımızda sağlanan katma değer yine oldukça yüksek. KOBİ’lerin ihracatının %90,8’ini imalat sanayi ürünleri oluştururken, toplam AR-GE harcamalarının %27,1’ini KOBİ’ler üstlenmiş durumda. Bununla birlikte KOBİ’lerin %55,9’u düşük, %31’i orta-düşük teknoloji düzeyinde yer alırken, sadece %12,4’ü orta-yüksek ve %0,7’si yüksek teknoloji kapsamında sınıflandırılıyor. KOBİ’lerimizin ciro, katma değer ve teknolojik dönüşümde yaşadığı yapısal sorunlar küresel risklerle birleştiğinde sürdürülebilir büyüme üzerindeki soru işaretlerini artırıyor. Mevcut durumda KOBİ’lerimiz sürdürülebilir büyümenin bayraktarlığını yapabilmesi oldukça zor görünüyor”

Dijital Dönüşüm Şart

Türkiye’deki KOBİ’lerin finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar çok sayıda yapısal sorunla mücadele ettiğine dikkat çeken Dr. Yılmaz Sönmez, “KOBİ’lerimizin %59,8’inin 2021 yılında en az bir kez siber ihlal olayı yaşadığını, %46,1’inin bilgi-iletişim uzmanı istihdam ettiğini, %6,2’sinin yapay zekadan faydalandığını ve imalat sanayindeki KOBİ’lerin sadece %21,6’sının endüstriyel robot kullandığını düşündüğümüzde başta dijitalleşme olmak üzere küresel rekabetçilikte KOBİ’lerimizin elinin güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Deprem felaketi yapısal kırgınlıkları artıracak

Deprem felaketinin görünen ve görünmeyen sonuçlarının KOBİ’lerin yapısal kırılganlıklarını daha da artıracağını vurgulayan Dr. Yılmaz Sönmez, “Küresel ticarette %47,3 pay ile en büyük payı olan Avrupa’daki resesyon ile lojistik, tekstil, hazır giyim, tarım ve hayvancılık, mücevher, turizm gibi sektörlerde bölge kaynaklı tedarik zincirlerindeki aksama hatta kopma riskini de göz önünde bulundurduğumuzda KOBİ’ler için korkulu senaryolar kapıyı çalıyor. ‘İşleyen demir’ KOBİ’lerimiz küresel makro-ekonomik peyzaj zorlaştıkça ciddi bir direnç sınavından geçiyor” diye belirtti.

Yapısal sorunlar KOBİ’lerin sürdürülebilirliği için büyük tehdit

Türkiye’deki KOBİ’lerin küresel rekabette söz sahibi olmak ve sürdürülebilir büyüme dinamiklerini yakalamak için yeni yetenekler kazanması gerektiğine değinen Dr. Yılmaz Sönmez, konuyu şu sözlerle açıkladı: “KOBİ’lerin risk algısında tedarik zinciri kesintileri, siber olaylar ve makro-ekonomik gelişmelerden endişeli olduğu görülüyor. Allianz Risk Barometresi’ne göre dünyada 2023 yılı itibariyle orta ölçekli firmalar için en önemli risklerin başında %31 ile siber olaylar yer alıyor. Ardından %28 ile makro-ekonomik gelişmeler, %23 ile enerji krizi geliyor. Ülkemizdeki KOBİ’lerin yapısal sorunlarını düşündüğümüzde tablo bizim için biraz daha karamsar” dedi.

KOBİ’ler için yol haritası

Dr. Yılmaz Sönmez, KOBİ’leri krizlere karşı daha dirençli hale getirerek başarıya taşıyacak faktörleri şöyle sıraladı: “Fiziksel ve dijital varlıkları güvenceye alınması, tedarik alternatiflerini çeşitlendirilmesiyle tedarik süreçlerindeki kesintilerin önüne geçilebilir. Dijital ekonominin aktörleri arasına katılarak dijital uçurumun kapatılması küresel rekabete güç kazandırır. İç ve dış siber tehditlere karşı “asla rehavete kapılmayan ve sürekli doğrulayan” işletmeler yaratılmasıyla siber güvenlik bir tehdit olmaktan çıkar. Bunun için e-ticaretten bulut teknolojilere kadar tüm unsurları kapsayacak dijitalleşme senaryoları hazırlayarak entegre dijitalleşme benimsenmeli. Öte yandan aniden gelebilecek krizlere karşı mücadele edebilmek için daha fazla çeviklik elde etmek gerekiyor. İstihdamın başını çeken KOBİ’lerin istihdamda bir cazibe merkezine dönüşmesinin yolu genç yeteneklerin beklentisine uygun işyerleri inşa etmekten geçiyor. Bunun için de gençlerle empati kurulmalı!”

Haberin Devamı

Haberler

Google ve Endeavor Türkiye İş Birliğiyle AccelerateX Programı Başlıyor…

Yayın tarihi

-

Yazar:

Endeavor Türkiye ve Google iş birliğiyle gerçekleştirilen AccelerateX Programı, girişimlerini büyütmek isteyen girişimcilere yeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Özel olarak tasarlanan içeriğiyle Endeavor ve Google uzman mentor ağına erişim imkanı sunan ücretsiz program, 3 aylık yoğun atölyeler ile girişimcilerin gelişimlerine destek oluyor.

Programa kabul edilen 12 start-up kurucusuna, hem Google hem de Endeavor Türkiye tarafından pek çok imkan sunuluyor. Girişimler, Google tarafından program girişimcilerine özel sağlanan reklam ve bulut hizmetine, pazarlama ve iletişim desteğine ve pek çok eğitime erişim imkanına sahip olacaklar.

Endeavor ise program boyunca girişimcilere, mentorlardan destek alma ve yatırımcılarla tanışma fırsatı sunacak. Girişimciler, program boyunca ve sonrasında Endeavor’ın Girişimci Seçim ve Destek ekibi tarafından yakın takibe alınarak Endeavor Yerel Seçim Panelleri’ne katılım önceliğine sahip olacak ve Endeavor Girişimcileri arasına katılma şansını yakalayacak.

Program boyunca strateji ve iş geliştirme atölyelerinde, konu uzmanları eşliğinde ürün, strateji, satış, pazarlama, İK, kültür ve globalleşme konuları ele alınacak. Girişimciler ayrıca, düzenlenen forumlarda diğer girişimlerle bir araya gelerek benzer aşama girişimlerin yaşadığı zorlukları tartışma ve birlikte iş geliştirme imkanına kavuşacaklar.

Programın sonunda ise girişimcileri yatırımcılarla buluşturacak Demo Day Etkinliği gerçekleştirilecek. Türkiye girişim ekosisteminin önemli temsilcilerinin davet edileceği Demo Day’de girişimciler, kendilerini tanıtma ve yatırım bulma yolunda önemli bir fırsat yakalayacaklar.

Teknoloji üreten ya da kullanan tüm girişimlere açık olan programa, kurulu bir şirketi olan ya da erken aşama ürününü pazara sunmuş, kurucu ortaklar dışında en az bir çalışanı bulunan, ekibinde bir teknoloji lideri olan ve İngilizce dil yeterliliğine sahip olan girişimciler katılabilecek. Detaylara https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=mesut@monetatanitim.com&MailID=23620046&url=https%3a%2f%2frsvp.withgoogle.com%2fevents%2facceleratex%2fhome sitesinden ulaşılabilir.

Programı değerlendiren Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen, “Google gibi bir teknoloji lideriyle birlikte girişimcilere ulaşmaktan mutluyuz. Google deneyimi, mentor ağı, ürün ve eğitimleriyle girişimcilere globalleşme yönünde farklı olanaklar sunabileceğimizi düşünüyoruz. AccelerateX, büyümek isteyen girişimler için kaçırılmayacak bir fırsat” dedi.

Google Türkiye Reklam Pazarlama Müdürü Seçkin Tokgöz, ”Girişimler Türkiye ekonomisinin dijitalleşmesinde büyük öneme sahip. Biz de Google Türkiye olarak girişimcilik ekosistemi desteklemek adına bu alanda pek çok çalışma yürütüyor, kamu ve özel sektör paydaşlarımızla iş birliğinde bulunuyoruz. Girişimcilik alanında başarılı işlere imza atan Endeavor Türkiye ile AccelerateX Programı için bir araya geldiğimiz için mutluyuz. Hepimizi çok heyecanlandıran bu programla girişimlerin ve girişimcilerin ihtiyacı olan donanımları kazanmalarına yardımcı olacağımıza inanıyoruz.”dedi.

Detaylar ve başvuru için https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=mesut@monetatanitim.com&MailID=23620046&url=https%3a%2f%2frsvp.withgoogle.com%2fevents%2facceleratex%2fhome

Endeavor Türkiye Hakkında

Merkezi New York’ta olan, etkin girişimcileri destekleyen ve 33 ülkede faaliyet gösteren Endeavor Derneği, Türkiye’de 2006 yılından bu yana Yönetim Kurulu Üyeleri ve mentörlerinin desteğiyle büyüme aşamasındaki ScaleUp şirketleri tespit ederek büyümelerine ivme kazandırmaktadır. Tüm dünyadan 1700’den fazla girişimci ve 3200’den fazla mentörü ağında bulunduran Endeavor’ın, Türkiye’den seçilen 68 şirketi arasında Yemeksepeti, Insider, Gram Games ve son dönemde exit yapmış olan Peak Games, iyzico ve Foriba gibi başarılı şirketler bulunuyor. Detaylar için www.endeavor.org.tr‘yi ziyaret edebilirsiniz.

Haberin Devamı
Advertisement

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com