Connect with us

Haberler

Turkcell ve TİSVA ‘cepten kalkınma seferberliği’ başlatıyor

Yayın tarihi

-

‘Ekonomiye Kadın Gücü’ ile kadın kalkınacak, Türkiye kazanacak

Turkcell, ekonomik üretime başlamak isteyen dar gelirli kadınlar için Türkiye İsrafı Önleme Vakfı ile işbirliğine giderek cepten kalkınma seferberliği başlattı. Ekonomiye Kadın Gücü’ adlı seferberlik sayesinde dünyada ilk defa bir mobil operatör, bir mikrofinans kuruluşuyla ortak ‘sosyal borçlanma’ modelini hayata geçiriyor. Turkcell’in teknolojisiyle güçlendirilen sosyal borçlanma modeli sayesinde dileyen herkes dar gelirli kadınlara borç verebilecek. Ekonomiye Kadın Gücü seferberliğinin hedefi 4 yılda 100 bin kadını ekonomiye kazandırmak

Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) ve Türkiye Grameen Mikrofinans Programı ile dünyaya örnek olacak bir işbirliğine giderek dar gelirli kadınları ekonomiye kazandıracak büyük bir projeyi hayata geçirdi.

İstanbul SwissOtel’de düzenlenen basın toplantısıyla tanıtılan “Ekonomiye Kadın Gücü” adlı proje ile dünyada ilk defa bir mobil operatör ve mikrofinans kuruluşu ortak bir sosyal borçlanma modelini hayata geçiriyor. Cepten kalkınma seferberliği hedefi üzerine inşaa edilen sosyal borçlanma modeli sayesinde artık dileyen herkes ister cepten ister webden dar gelirli kadınlara borç verebilecek, bağış yapabilecek, dar gelirli kadınların iş hayallerine kavuşmasına bireysel olarak destek verebilecek.

Hedef 4 yılda 100 bin kadın

Ekonomiye Kadın Gücü programı sayesinde ilk etapta 55 bin kadın girişimci Turkcell’in teknoloji ve iletişim gücüyle buluşacak. 4 yıl içinde hedef 100 bin kadına ulaşılması olarak belirlendi. İlk bağış ise Van’daki kadınların ekonomiye kazandırılması için 400 bin TL ile Turkcell’den geldi. TİSVA, Turkcell’in sağladığı bu fon ile henüz şubesi bulunmayan Van’da şube açarak buradaki dar gelirli kadınları ekonomiye kazandıracak çalışmalarda bulunacak.

Süreyya Ciliv: Ekonomiye Kadın Gücü ile kadın kalkınacak, Türkiye kazanacak

Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş girişimci kadınlarca kurulan kermesin de yer aldığı basın toplantısında konuşan Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, “Türkiye’de kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı sadece % 28. Bu tablo, ekonomiye dahil olamamış, hiç şans tanınmamış gizli bir potansiyele işaret ediyor. Turkcell olarak bizim en büyük hedefimiz inovatif çözümlerle toplumsal kalkınmaya destek olmak. Bunun için  dünyanın en iyi mobil iletişim altyapılarından birini kurduk,  teknolojiyle fark yaratmaya odaklandık. Bugüne kadar gerek eğitim gerek istihdam olsun, tüm sosyal sorumluluk işlerimizde çıkış noktamız, fırsat eşitliği sağlayarak insanımız için fark yaratma isteği oldu. Bugün başlattığımız Ekonomiye Kadın Gücü ile teknoloji ve iletişim gücümüzü ve inovatif çözümlerimizi kadınlarımız ile buluşturuyoruz. Kadınlarımıza fırsat verildiğinde neler yapabileceklerini hepimiz biliyoruz. Küçücük desteklerle kadınların hayallerinin gerçek olması, hayatların değişmesi mümkün. Şimdi diyoruz ki, gelin ‘Ekonomiye Kadın Gücü seferberliğimizin bir parçası olun, kadınlarımıza karınca kararınca da olsa destek verin, kadınlarımız işini kursun, kalkınsın, Türkiye kazansın. Türkiye’nin geleceğine hep beraber yatırım yapalım” dedi.

Aziz Akgül: Dünyada bir ilk olan sosyal borçlanma modelini hayata geçiriyoruz

TİSVA Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül de yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Türkiye’de her 5 kadından 1’i dar gelirli (yaklaşık 7 milyon). Bugüne kadar TİSVA olarak Nobel Ödüllü Muhammed Yunus’un öncülüğünü yaptığı Grameen Trust ile birlikte binlerce kadının hayalini gerçekleştirmesine yardımcı olduk. 2003 yılında Diyarbakır’da 6 kişi ile başlayan mikrokredi programımız  bugün 65 ilde yaklaşık 55 bin kadına ulaştı. Dar gelirli kadınlarımıza sağladığımız kredi miktarı 174 milyon TL’yi buldu. Ancak binlerce kadınımız daha işini kurabilmek için maddi kaynak bekliyor. Bugün Turkcell’le başlattığımız bu seferberlik ile dünyada ilk defa bir mobil operatör, bir mikrofinans kuruluşuyla ortak sosyal borçlanma modelini hayata geçiriyor. Bu model bizim için hayati önem taşıyan bireysel desteklerin artmasında ve binlerce kadınımızın daha hayallerine kavuşmasında kilit rol oynayacak. Turkcell’in teknolojisiyle güçlendirilen sosyal borçlanma modeli toplumsal bir dayanışmaya dönüşecek, kadınlarımız arkasında milyonların desteğini hissedecek, geleceğe umutla bakacak.  Bu proje ile Türkiye’de ilk defa mikrokredi verme ve tahsilat süreci mobil ortama geçiriliyor. Bu hem bizim Vakıf operasyonlarımız hem de kadınların para yönetiminde kolaylık sağlayacak, hem de bu operasyonel verimlilik, kadınlara daha fazla kaynak olarak yansıyacak”  dedi.

Ekonomiye Kadın Gücü

Pek çok ilki içeren yenilikçi bir kalkınma modeli olan Ekonomiye Kadın Gücü’nün kapsamı şöyle:

Sosyal Borçlanma ile Daha Fazla Fon: Türkiye’de bir ilk olan sosyal borçlanma modeli sayesinde artık dileyen herkes ister cepten (m.ekonomiyekadingucu.com), ister webden (www.ekonomiyekadingucu.com) dar gelirli kadınların hayallerine kavuşmasına bireysel olarak destek verebilecek. Dileyenler site üzerinden seçtiği girişimci kadına borç verebileceği gibi dileyenler de  proje havuzuna bağış şeklinde katkıda bulunabilecek. Kadınlara destek vermek için mobil ödemeden kredi kartına kadar, farklı ödeme alternatifleri tercih edilebiliyor. Borç vermeyi tercih eden destekçiler paralarını 52 haftanın sonunda geri alabiliyorlar.

Mobil İlan Platformu: Turkcell’in mobil ilan altyapısı kullanılarak kadınlara ürünlerini çok daha fazla kişiye pazarlama imkânı sağlanacak. Bu sayede girişimci kadınlar sadece bulundukları yerle kısıtlı kalmayarak tüm Türkiye’ye satış yapabilecek, pazar dinamiklerini takip edip işini geliştirebilecek. Yaptıkları bağışlarla yetinmek istemeyenler bu platform üzerinden kadın girişimcilerin ürünleri satın alarak da destek olabilecek.

Cepten Kişisel Gelişim Eğitimi: Mikrokredi alarak kendi işini kuran kadınlara Turkcell’in Mobil Eğitim altyapısı kullanılarak kendilerini daha fazla geliştirmeleri için cepten eğitim verilecek. Temel satış-pazarlama, temel iletişim ve finansal okur yazarlık gibi konularda verilecek eğitimlerle kadınların işlerini büyütmeleri hedefleniyor.

Temel Cep Telefonu Eğitimi: Proje kapsamında cep telefonu olmayan dar gelirli kadınlara uygun koşullarda cep telefonu sahibi olmaları için destek verilecek. Cep telefonu desteğinin yanı sıra, kadınlara temel cep telefonu eğitimi verilerek hem vakıfla, hem de alışveriş yaptığı kişilerle aralarındaki iletişim engellerinin kaldırılması sağlanacak.

Mikrokredi Nakit Akışının Mobil Ortama Taşınması: Mikrokredinin verilme ve tahsil edilmesi süreçlerinde elden ele nakit akışının azaltılarak mobil teknolojilerin yardımıyla elektronik ortama taşınması hedefleniyor. Türkiye’de ilk olan bu model kapsamında Turkcell’in finans alanında geliştirdiği mobil teknoloji çözümleriyle;

  • Mikrogirişimci kadının cep telefonu ile basit finansal hizmetlere erişiminin güvenilir kılınması, cep telefonu sahipliğinin pekiştirilerek kadında para yönetimi bilincinin geliştirilmesi
  • TİSVA’nın saha operasyonlarında kredi verme ve tahsilat süreçlerinde nakit akışının azaltılarak elektronik paraya geçmesi; operasyon verimliliğinin artırılmasına katkı sağlanması hedefleniyor.

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Haberler

“KOBİ’ler sürdürülebilir büyüme açısından deprem kıskacında”

Yayın tarihi

-

Yazar:

TÜİK verilerine göre sayıları 3,4 milyonu aşan, istihdamın %71’ini, üretimin %37,3’ünü oluşturan, ekonomik katma değerin %35,5’ini tek başına sırtlanan KOBİ’ler finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar çok sayıda sorunla karşı karşıya! KOBİ’lerin tam bir üretim ve istihdam ambarı olduğunu vurgulayan Ortak Akıl Danışmanlık CEO’su Dr. Yılmaz Sönmez, “Başta dijitalleşme olmak üzere küresel rekabetçilikte KOBİ’lerimizin elinin güçlendirilmesi gerekiyor. Ciro, katma değer ve teknolojik dönüşüm odaklı yapısal sorunlar, küresel riskler, deprem felaketinin görünen ve görünmeyen sonuçlarıyla birleştiğinde sürdürülebilir büyüme üzerindeki soru işaretlerini artırıyor” dedi.

Dünyada Covid-19 pandemisi ile başlayan, Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği enerji, gıda ve hammadde krizi ile derinleşen, enflasyon ve resesyon endişeleriyle tırmanan olayların gölgesinde kalan KOBİ’ler oldukça zorlu bir virajdan geçiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Kasım 2022’de yayımladığı rapora göre, KOBİ’lerin karşılaştığı en büyük zorluklar; %67 hayatta kalma ve büyüme, %48 yeteneklere erişim, %34 şirket kültürünü ve değerlerini koruma, %25 teknolojik dönüşüm talebine karşılık verme ve %24 finansmana erişim olarak sıralanıyor.

Dünya ekonomisinin çarkları KOBİ’lerle dönüyor

Dünya ekonomisinin çarkların KOBİ’ler sayesinde döndüğünü belirten Ortak Akıl Danışmanlık CEO’su Dr. Yılmaz Sönmez, Türkiye’de KOBİ’lerin üretim ve istihdam ambarı olarak istihdamın %71’ini, cironun %44’ünü, üretim değerinin %37,3’ünü ve faktör maliyetiyle katma değerin %35,5’ini tek başına sırtlandığını söyledi. Dr. Yılmaz Sönmez, konuya ilişkin şu ifadelerde bulundu:

“En güncel TÜİK verilerine göre sayıları 3,4 milyonu aşan KOBİ’ler Türkiye’deki tüm girişimlerin %99,7’sini oluşturuyor. KOBİ’ler toplam ihracatımızın %30,4’ünü, ithalatın ise %14,7’sini gerçekleştirirken büyük şirketlerin ihracatı içerisindeki dolaylı paylarını kattığımızda sağlanan katma değer yine oldukça yüksek. KOBİ’lerin ihracatının %90,8’ini imalat sanayi ürünleri oluştururken, toplam AR-GE harcamalarının %27,1’ini KOBİ’ler üstlenmiş durumda. Bununla birlikte KOBİ’lerin %55,9’u düşük, %31’i orta-düşük teknoloji düzeyinde yer alırken, sadece %12,4’ü orta-yüksek ve %0,7’si yüksek teknoloji kapsamında sınıflandırılıyor. KOBİ’lerimizin ciro, katma değer ve teknolojik dönüşümde yaşadığı yapısal sorunlar küresel risklerle birleştiğinde sürdürülebilir büyüme üzerindeki soru işaretlerini artırıyor. Mevcut durumda KOBİ’lerimiz sürdürülebilir büyümenin bayraktarlığını yapabilmesi oldukça zor görünüyor”

Dijital Dönüşüm Şart

Türkiye’deki KOBİ’lerin finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar çok sayıda yapısal sorunla mücadele ettiğine dikkat çeken Dr. Yılmaz Sönmez, “KOBİ’lerimizin %59,8’inin 2021 yılında en az bir kez siber ihlal olayı yaşadığını, %46,1’inin bilgi-iletişim uzmanı istihdam ettiğini, %6,2’sinin yapay zekadan faydalandığını ve imalat sanayindeki KOBİ’lerin sadece %21,6’sının endüstriyel robot kullandığını düşündüğümüzde başta dijitalleşme olmak üzere küresel rekabetçilikte KOBİ’lerimizin elinin güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Deprem felaketi yapısal kırgınlıkları artıracak

Deprem felaketinin görünen ve görünmeyen sonuçlarının KOBİ’lerin yapısal kırılganlıklarını daha da artıracağını vurgulayan Dr. Yılmaz Sönmez, “Küresel ticarette %47,3 pay ile en büyük payı olan Avrupa’daki resesyon ile lojistik, tekstil, hazır giyim, tarım ve hayvancılık, mücevher, turizm gibi sektörlerde bölge kaynaklı tedarik zincirlerindeki aksama hatta kopma riskini de göz önünde bulundurduğumuzda KOBİ’ler için korkulu senaryolar kapıyı çalıyor. ‘İşleyen demir’ KOBİ’lerimiz küresel makro-ekonomik peyzaj zorlaştıkça ciddi bir direnç sınavından geçiyor” diye belirtti.

Yapısal sorunlar KOBİ’lerin sürdürülebilirliği için büyük tehdit

Türkiye’deki KOBİ’lerin küresel rekabette söz sahibi olmak ve sürdürülebilir büyüme dinamiklerini yakalamak için yeni yetenekler kazanması gerektiğine değinen Dr. Yılmaz Sönmez, konuyu şu sözlerle açıkladı: “KOBİ’lerin risk algısında tedarik zinciri kesintileri, siber olaylar ve makro-ekonomik gelişmelerden endişeli olduğu görülüyor. Allianz Risk Barometresi’ne göre dünyada 2023 yılı itibariyle orta ölçekli firmalar için en önemli risklerin başında %31 ile siber olaylar yer alıyor. Ardından %28 ile makro-ekonomik gelişmeler, %23 ile enerji krizi geliyor. Ülkemizdeki KOBİ’lerin yapısal sorunlarını düşündüğümüzde tablo bizim için biraz daha karamsar” dedi.

KOBİ’ler için yol haritası

Dr. Yılmaz Sönmez, KOBİ’leri krizlere karşı daha dirençli hale getirerek başarıya taşıyacak faktörleri şöyle sıraladı: “Fiziksel ve dijital varlıkları güvenceye alınması, tedarik alternatiflerini çeşitlendirilmesiyle tedarik süreçlerindeki kesintilerin önüne geçilebilir. Dijital ekonominin aktörleri arasına katılarak dijital uçurumun kapatılması küresel rekabete güç kazandırır. İç ve dış siber tehditlere karşı “asla rehavete kapılmayan ve sürekli doğrulayan” işletmeler yaratılmasıyla siber güvenlik bir tehdit olmaktan çıkar. Bunun için e-ticaretten bulut teknolojilere kadar tüm unsurları kapsayacak dijitalleşme senaryoları hazırlayarak entegre dijitalleşme benimsenmeli. Öte yandan aniden gelebilecek krizlere karşı mücadele edebilmek için daha fazla çeviklik elde etmek gerekiyor. İstihdamın başını çeken KOBİ’lerin istihdamda bir cazibe merkezine dönüşmesinin yolu genç yeteneklerin beklentisine uygun işyerleri inşa etmekten geçiyor. Bunun için de gençlerle empati kurulmalı!”

Haberin Devamı

Haberler

Google ve Endeavor Türkiye İş Birliğiyle AccelerateX Programı Başlıyor…

Yayın tarihi

-

Yazar:

Endeavor Türkiye ve Google iş birliğiyle gerçekleştirilen AccelerateX Programı, girişimlerini büyütmek isteyen girişimcilere yeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Özel olarak tasarlanan içeriğiyle Endeavor ve Google uzman mentor ağına erişim imkanı sunan ücretsiz program, 3 aylık yoğun atölyeler ile girişimcilerin gelişimlerine destek oluyor.

Programa kabul edilen 12 start-up kurucusuna, hem Google hem de Endeavor Türkiye tarafından pek çok imkan sunuluyor. Girişimler, Google tarafından program girişimcilerine özel sağlanan reklam ve bulut hizmetine, pazarlama ve iletişim desteğine ve pek çok eğitime erişim imkanına sahip olacaklar.

Endeavor ise program boyunca girişimcilere, mentorlardan destek alma ve yatırımcılarla tanışma fırsatı sunacak. Girişimciler, program boyunca ve sonrasında Endeavor’ın Girişimci Seçim ve Destek ekibi tarafından yakın takibe alınarak Endeavor Yerel Seçim Panelleri’ne katılım önceliğine sahip olacak ve Endeavor Girişimcileri arasına katılma şansını yakalayacak.

Program boyunca strateji ve iş geliştirme atölyelerinde, konu uzmanları eşliğinde ürün, strateji, satış, pazarlama, İK, kültür ve globalleşme konuları ele alınacak. Girişimciler ayrıca, düzenlenen forumlarda diğer girişimlerle bir araya gelerek benzer aşama girişimlerin yaşadığı zorlukları tartışma ve birlikte iş geliştirme imkanına kavuşacaklar.

Programın sonunda ise girişimcileri yatırımcılarla buluşturacak Demo Day Etkinliği gerçekleştirilecek. Türkiye girişim ekosisteminin önemli temsilcilerinin davet edileceği Demo Day’de girişimciler, kendilerini tanıtma ve yatırım bulma yolunda önemli bir fırsat yakalayacaklar.

Teknoloji üreten ya da kullanan tüm girişimlere açık olan programa, kurulu bir şirketi olan ya da erken aşama ürününü pazara sunmuş, kurucu ortaklar dışında en az bir çalışanı bulunan, ekibinde bir teknoloji lideri olan ve İngilizce dil yeterliliğine sahip olan girişimciler katılabilecek. Detaylara https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=mesut@monetatanitim.com&MailID=23620046&url=https%3a%2f%2frsvp.withgoogle.com%2fevents%2facceleratex%2fhome sitesinden ulaşılabilir.

Programı değerlendiren Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen, “Google gibi bir teknoloji lideriyle birlikte girişimcilere ulaşmaktan mutluyuz. Google deneyimi, mentor ağı, ürün ve eğitimleriyle girişimcilere globalleşme yönünde farklı olanaklar sunabileceğimizi düşünüyoruz. AccelerateX, büyümek isteyen girişimler için kaçırılmayacak bir fırsat” dedi.

Google Türkiye Reklam Pazarlama Müdürü Seçkin Tokgöz, ”Girişimler Türkiye ekonomisinin dijitalleşmesinde büyük öneme sahip. Biz de Google Türkiye olarak girişimcilik ekosistemi desteklemek adına bu alanda pek çok çalışma yürütüyor, kamu ve özel sektör paydaşlarımızla iş birliğinde bulunuyoruz. Girişimcilik alanında başarılı işlere imza atan Endeavor Türkiye ile AccelerateX Programı için bir araya geldiğimiz için mutluyuz. Hepimizi çok heyecanlandıran bu programla girişimlerin ve girişimcilerin ihtiyacı olan donanımları kazanmalarına yardımcı olacağımıza inanıyoruz.”dedi.

Detaylar ve başvuru için https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=mesut@monetatanitim.com&MailID=23620046&url=https%3a%2f%2frsvp.withgoogle.com%2fevents%2facceleratex%2fhome

Endeavor Türkiye Hakkında

Merkezi New York’ta olan, etkin girişimcileri destekleyen ve 33 ülkede faaliyet gösteren Endeavor Derneği, Türkiye’de 2006 yılından bu yana Yönetim Kurulu Üyeleri ve mentörlerinin desteğiyle büyüme aşamasındaki ScaleUp şirketleri tespit ederek büyümelerine ivme kazandırmaktadır. Tüm dünyadan 1700’den fazla girişimci ve 3200’den fazla mentörü ağında bulunduran Endeavor’ın, Türkiye’den seçilen 68 şirketi arasında Yemeksepeti, Insider, Gram Games ve son dönemde exit yapmış olan Peak Games, iyzico ve Foriba gibi başarılı şirketler bulunuyor. Detaylar için www.endeavor.org.tr‘yi ziyaret edebilirsiniz.

Haberin Devamı
Advertisement

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com