Connect with us

Diğer Enerjiler

NIAEP, Dassault Systèmes çözümleriyle en önde koşuyor

Published

on

Nükleer enerjide lider firmalardan olan NIAEP, nükleer mühendisler, inşaat planlaması ile tedarik zinciri arasındaki entegrasyon eksikliklerini gidermek amacıyla Dassault Systèmes’in CATIA, ENOVIA ve DELMIA uygulamalarını kullanıyor.

Bu uygulamalarla NIAEP’de mühendislik kalitesini artıran çok boyutlu teknoloji ve inşaat sürecini canlandırmak ve optimize etmek için 3 boyutlu bir model yaratmak hedeflendi. Dassault Systèmes teknolojisi NIAEP’in inşaat süreçlerini kısaltmasına, tüm standartlara uygun çalışmasına ve inşaat kalitesi ve güvenliği arttırmasına yardımcı oldu.

Nükleer Enerji Sektöründe lider firma

1986 yılındaki Çernobil felaketinin ardından tesis güvenliği Rus nükleer enerji sektöründe mutlak bir öncelik haline geldi ve sektör son derece katı güvenlik standartlarına tabi tutulmaya başlandı. Daha karmaşık ve büyük nükleer enerji projelerinde modern teknolojiler ve yenilikçi yöntemler kullanmaya başlayan Rusya, bu konuda son yirmi yılda önemli mesafeler kat etti. Tesis güvenilirliği ve güvenliğini artırmak amacıyla dijital teknolojiden faydalanma; global nükleer enerji pazarında rekabet eden NIAEP’nin ciddi bir yarışmacı olarak itibarını yükselten yenilikçi bir yaklaşım.

Bu hedefe ulaşmak için NIAEP, tesis kullanım ömrü yönetiminde Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE Platformu’nu kullanıyor. NIAEP Başkanı Valery Limarenko bu çözüm ortaklığını “Karmaşık tesislerde kullanım ömrü yönetimi çözümleri tüm dünyada talep görüyor. NIAEP ve Dassault Systèmes işbirliği yaparak süreç tasarımı, tasarım ve inşaatı tek biçimli bir dijital nükleer enerji tesisi (NPP) modelinde entegre edecek bir çözüm yarattılar” şeklinde yorumluyor.

Daha önce NIAEP; tasarımcılar, süreç mühendisleri ve inşaat mühendislerinin işlerini sorunsuz bir şekilde entegre edecek bir sisteme sahip değildi. Daha da kötüsü, veriler farklı bilgisayarlarda saklanıyordu. Artık, 3DEXPERIENCE Platformu ile, ortak çalışma ve veri aktarımı için entegre bir ortama sahibiz. Tüm proje katılımcıları bir birliktelik duygusu yaşıyor, aynı süreci kullanarak yakın işbirliği içinde çalışıyor. Gerçek zamanlı geri bildirimler alıyor, değişiklikleri günlük olarak uyguluyor ve sorunları daha hızlı çözüyorlar. Ruslar nükleer enerji sektörünün liderleri arasında, bu nedenle müşterilerimizin güvenlik ve güvenilirlik konusunda son derece dikkatli olduğumuzu bilmeleri bize gurur veriyor. Bu konuyu kesinlikle hafife almıyoruz.”

NIAEP, 3DEXPERIENCE Platformunu kullanarak AES-20062 projesi reaktörlerin değiştirilmiş modelleri olan NPP tabanlı yeni nesil VVER-TOI enerji ünitelerini, daha yüksek termik enerji ve daha iyi pasif güvenlik sistemleri gibi daha iyi özelliklerle geliştirdi. VVER-TOI projesi ile NIAEP’nin, enerji ünitesinin tasarımı, inşası, işletimi, bakımı ve devre dışı bırakılması ile ilgili maliyetleri azaltması mümkün olacak.

Etkin inşaat süreçleri

NIAEP ve Dassault Systèmes birlikte çalışarak 3D veri, kaynak, zaman verileri ve finansal veriler oluşturmaya ve yönetmeye yönelik ‘’Multi-D’’ adlı özel bir teknoloji de geliştirdi. Multi-D ile mühendisler, inşaat işlerine başlamadan önce bir 3 boyutlu model yardımıyla, nükleer enerji tesisi süreçlerinin simülasyonu yoluyla kaynakları optimize edebiliyorlar. Sistemin içerisinde yer alan DELMIA bazlı modül ile mühendisler nükleer enerji tesisinin dinamik bir modeli içinde süreç planlama ve detaylandırma işlemlerini doğrulayabiliyor ve fiziksel inşa öncesinde değişiklikleri kolayca yaparak tesis yerleşimini sanal bir şekilde analiz ve optimize edebiliyor. Bu teknoloji inşaat süresi ve maliyetlerini azaltırken işgücü verimliliği, iş kalitesi ve güvenliği arttırıyor.

Limarenko “NPP kullanım ömrü yönetimi sistemi geliştiren ilk şirket biz olduk. Sistem özellikle 3D model oluşturma ve değiştirme anlamında tasarım yönetimi özelliklerinin yanı sıra inşaat yönetimi, saha mühendisliği, satınalma ve tedarik yönetimi, tesis devreye alma ve işletim ve devre dışı bırakma özelliklerine sahip 2012’de yenilikçi VVER-TOI projesi için ilk kez kullanılan NPP tasarım yaklaşımıydı.” Diyor.

Sektörde kabul gören avantajlar

NIAEP yönetimi kapsamında 3DS uygulamaları Rus şirketinin karmaşık tesisleri tasarlama ve inşa etme olanaklarını geliştirdi, stratejinin gerçeğe dönüştürülmesi sürecini hızlandırarak nükleer enerji tesisi inşasında dünyanın teknoloji lideri olmasını sağladı. Limarenko “Şirketimiz etkin maliyet yönetimi sayesinde halihazırda yurtdışında Rus rakiplerinden daha fazla nükleer enerji santrali inşa ediyor ve bu da projelerimizi rakiplerimizden daha düşük maliyetli hale getiriyor.” diyerek teknolojinin şirkete faydalarını özetliyor.

Limarenko’ya göre NPP kullanım ömrü yönetimi sistemi, karmaşık inşaatların kalitesinde iyileşmeler sağlayan ve NPP projelerine daha fazla şirketin katılmasını mümkün kılan tutarlı bir metodoloji sağlıyor. Uzman olmayan kişilerin bakış açısıyla dahi NPP kullanım ömrü boyunca belgeye dökülen büyük miktarda bilginin filtrelenmesi, toplumların nükleer enerji konusunda ince eleyip sık dokuduğu bir dönemde son derece önemli. Bu bilgilere 3DEXPERIENCE Platformu tabanlı kullanım ömrü yönetimi sistemi ile kolayca ulaşılabilmekte ve bunlar nükleer enerji sektöründen olan ve olmayan uzmanların kullanımına sunulabiliyor.

Nükleer enerji sektöründen ve diğer sektörlerden ulusal kuruluşlar Dassault Systemes ve NIAEP ‘in işbirliği ile ortaya çıkan bu yenilikçi ‘’Multi-D’’ teknolojisini büyük beğeniyle karşıladı. “Karmaşık Tasarımlı Tesislerde Kullanım Ömrü Yönetimi için Multi-D Sistemi” adlı NIAEP projesi, 2011 Bölgesel İnovasyon Ödülleri (Nizhny Novgorod bölgesi) kapsamında “Nükleer Eneri Sektöründe İnovasyon” kategorisinde birincilik ödülü kazanmıştı. NIAEP CJSC ayrıca yenilikçi şirket kategorisinde “En İyi Rus Kuruluşları: Dinamikler, Verimlilik, Sorumluluk 2011” yarışmasını kazanmıştır. Yarışma Rus Sanayiciler ve Girişimciler Birliği tarafından düzenlenmişti.

 

Dassault Systèmes hakkında

3 Boyutlu (3D) Deneyim Firması Dassault Systèmes, şirketlere ve insanlara sürdürülebilir inovasyonları hayal etmelerini sağlayan sanal dünyalar sunuyor. Bu dünyada yer alan öncü çözümler, ürünlerin tasarlanma, üretilme ve desteklenme şeklini değiştiriyor. Dassault Systèmes’in sunduğu işbirlikçi çözümler, sanal dünyanın gerçek dünyayı geliştirmesi için sosyal inovasyonu da besliyor. Grup, 80’den fazla ülkede, farklı sektörlerden her büyüklükte firmayı kapsayan 150 bini aşkın müşteriye değer katmaya devam ediyor. Daha fazla bilgi için www.3ds.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

CATIA, SolidWorks, ENOVIA, SIMULIA, DELMIA, 3DVIA, 3DSwYm, EXALEAD ve Netvibes; Dassault Systèmes ve ABD’de ve/veya diğer ülkelerde bulunan alt kuruluşlarının ticari markaları olarak kayıtlıdır.

 

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Enerjiler

Schneider Electric, StruxureWare™ ile tesisler ve BT arasında köprü kuruyor

Published

on

By

 

.

 

Schneider Electric’in geliştirdiği ve Intel® Sanal Ağ Geçidi teknolojisinden faydalanan StruxureWare™ Veri Merkezi İşletimi ve Sunucu Erişimi yazılımı, birden çok varlığa ve sunucuya erişimi, sorun gidermeyi ve bunların kontrolünü sağlıyor. Ayrıca ek donanım ihtiyacını ortadan kaldırarak, maliyette önemli tasarruf yaratıyor.

 

Enerji yönetiminde dünya çapında uzman Schneider Electric, ek bir donanım ihtiyacı olmadan sunucu erişimi sağlayan ilk veri merkezi altyapısı yönetim (DCIM) yazılımı çözümünü duyurdu.

StruxureWare™ Veri Merkezi İşletimi yeni ürün modülü, uzaktan yönetim için tam sunucu erişimi ve güç dönüşümü sağlamak üzere Intel® Sanal Ağ Geçidi teknolojisinden faydalanıyor.

Schneider Electric Kurumsal Yönetim ve Yazılım Bölüm Başkan Yardımcısı Soeren Jensen, “Veri merkezi yönetimi için entegre bir KVM ve DCIM yazılım yaklaşımı sunmak üzere Intel’le yaptığımız ortaklık sayesinde BT ve tesisler arasındaki uçurumu kapatma çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sadece yazılım özellikli sunucu erişim yetenekleri sunan ilk DCIM sağlayıcı olarak, Sunucu Erişimi’ni veri merkezleri ve tesislerde enerji verimliliğini artırmak adına önemli bir bileşen olarak görüyoruz” diye konuştu.

IDC’nin Veri Merkezi Eğilimleri ve Stratejileri ekibinin araştırma müdürü Jennifer Koppy, Schneider Electric ve Intel, sanal klavye video mouse (vKVM) ile DCIM’yi tek bir entegre ürün paketinde sunarak, tesisler ve Bilgi Teknolojileri arasında bir köprü kuruyor” dedi.

DCIM ve KVM yazılım teknolojisini bir araya getiren Sunucu Erişimi, BT yöneticilerinin, veri merkezi yöneticileri/operatörlerinin ve tesis yöneticilerinin sunucuları doğrudan DCIM yazılımı üzerinden başlatma, yönetme, sorun giderme ve kontrol etmelerini sağlıyor.

KVM (klavye video mouse) anahtarları sayesinde sunuculara uzaktan erişebiliyor ve birden çok sunucu kontrol edilebiliyor. Sunucu Erişimi, KVM yazılım teknolojisinden en iyi şekilde faydalanılmasını sağlarken donanım ihtiyacını da ortadan kaldırıyor ve böylece teknoloji maliyetlerini yüzde 50’ye kadar azaltıyor.

Veri Merkezi İşletimi: Sunucu Erişimi’nin faydaları:

Konsol erişimi: Uzak veri merkezi yönetimi için BT ekipmanlarını KVM yazılımıyla uzaktan kontrol edebilir ve yönetebilirsiniz.

• Birden çok cihaz kontrolü: Güvenli ve kolay sunucu yönetimi için tek bir konsol ile farklı tedarikçilerin BT cihazlarını görüntüleyebilir, yapılandırabilir ve kontrol edebilirsiniz.

• Güç dönüşümü: Açık ya da kapalı olmaları fark etmeksizin; anında kontrol ve önyükleme işlemleri için sunuculara uzaktan erişebilirsiniz.

Fiziksel konum: Hatasız bir envanter ve gözden geçirme için sunucuların veri merkezinde tam olarak nerelere yerleştirildiğini görebilmenizi sağlar.

• KVM Yazılımı: Veri merkezinde fiziksel KVM anahtar ihtiyacını ortadan kaldırarak maliyetleri azaltır.

• Bant içi ve dışı yönetim: Birincil bir ağ üzerinden sunucu işletim sistemine erişerek veya veri tabanı yönetim kartı üzerinden erişilen ikincil kritik bir iş ağı kullanarak etkilenen cihazlara ulaşır.

• Farklı tedarikçilerin ürünlerine destek: Farklı tiplerdeki BT ekipmanları ve donanım platformları için destek verir.

• İşletim Sistemi erişimi: İşletim sistemine Uzak Masaüstü Protokolü (RDP), Secure Shell (SSH) ve Sanal Ağ Bilişimi (VNC) üzerinden bağlanabilirsiniz.

 

 

Continue Reading

Diğer Enerjiler

STAROIL 2012’de tüm orta doğu’ya yayılacak

Published

on

By

2011 yılında üretim miktarını yüzde 300 artırarak büyüme hedeflerindeki kararlılığını ortaya koyan Starpet’in madeni yağlar markası Staroil’in Genel Müdürü Erkan Pehlivan, “Hedefimiz, 2015 yılında 17 bin ton yurt içi satış rakamına ulaşmak ” dedi.


Akaryakıt şirketlerinin hâkimiyetindeki madeni yağ sektörü, ekonominin en niş alanlarından biri. Yaklaşık 10 bin kişiyi istihdam eden sektör, yılda ortalama 450 bin ton madeni yağ üretimi gerçekleştiriyor. Yabancı yatırımların ağırlıkta olduğu sektördeki hızlı büyümesiyle öne çıkan yüzde 100 Türk sermayeli akaryakıt şirketi Starpet’in madeni yağlar markası Staroil ise her geçen gün artırdığı pazar payı ile sektörün dikkat çeken oyuncular arasında yer alıyor.
Staroil’in (Starpet Madeni Yağlar) sektördeki payını istikrarlı bir şekilde artırdığını dile getiren Staroil (Starpet Madeni Yağlar) Genel Müdürü Erkan Pehlivan, “2010 yılında 1700 ton olan madeni yağ üretimimizi 2011’de 5 bin tona çıkarttık. Türkiye ekonomisinin en niş alanlarından biri olan akaryakıt madeni yağ sektörü karşılaştığı sıkıntılara rağmen istikrarlı bir büyüme gösteriyor” dedi.
Madeni yağ sektörü için değerlendirmelerde bulunan Pehlivan, 2011 yılında yurt içi üretim hacminin 450 bin ton civarında olduğunu belirterek, “2012 yılında sektörün üretim hacminin 475 bin ton olacağını öngörüyoruz. Sektörle birlikte Staroil’in büyümesi de devam edecek.  Hâlihazırda; Irak, Filistin ve Azerbaycan’a ihracat yapıyoruz. Yeni ülke pazarları için görüşmelerimiz devam ediyor. 2012’de başta Nijerya ve Suriye olmak üzere tüm Orta Doğu’ya açılmayı hedefliyoruz” dedi.

10 numara yağlar sektörü olumsuz etkiledi
2011 yılında sektörün karşılaştığı en önemli sıkıntının “10 numara” adı verilen yağ üretiminin önüne geçilememesi olduğuna değinen Pehlivan, “Pazarda özellikle ‘10 numara’ adı altında üretilen pek çok müstahzar ürün var. Bu ürünler piyasanın dengesini bozdu. Hükümetin 10 numara ve benzeri yağlama ürünlerindeki ÖTV artışı yerinde bir karardı. Ancak ne yazık ki bizim beklediğimiz etkiyi yapmadı” dedi. Bu konuda oluşturulan TSE standartlarının sektörde olumlu bir hava estireceğine değinen Pehlivan, “Yeni TSE standartlarının sektörümüzdeki üretim kalitesini artıracağını düşünüyoruz” dedi.
Akaryakıt sektörü için geçerli olan promosyon uygulamasının madeni yağ pazarını sıkıntıya soktuğuna da değinen Pehlivan: “Madeni yağın halen promosyon yasağı içinde kalması pazarlama faaliyetlerimizi zor durumda bırakıyor. Umut ediyoruz ki bu sektördeki promosyon faaliyetlerinin akaryakıt sektöründen farklı uygulandığını hükümet görebilir”.

2012 daha güzel bir sene olacak

2011’de ülke genelindeki distribütörlük ağının büyük bir kısmını tamamladıklarını, 2012’de de atılımlarına devam edeceklerini anlatan Pehlivan, “Geride bıraktığımız yıla baktığımızda hükümetin aldığı pek çok karar yerinde. Bu kararlar uygulandığı taktirde gerçekten sektörün asıl sahiplerinin sahada zevkle oynayacağı bir durum oluşacak. 2015 yılına kadar büyüme hedeflerimiz hem rakamsal hem de organizasyon yapısı itibarıyla devam edecek. Biz 2011 yılı başında aldığımız kararlar doğrultusunda büyüyoruz. Bu anlamda geçen yılı başarı ile bitirdik. Distribütör ağımızı ülke çapında tamamlamak, satış ve pazarlama ekibimizin oluşum sürecini devam ettirmek, 2012 yılı hedeflerimizin başında geliyor. 2015 yılında ise 17 bin ton yurt içi satış hedefiyle pazar payımızı artırmayı planlıyoruz” dedi.
Starpet’in enerji sektöründeki tüm ürünleri kendi bünyesinde üretme ve tüketiciye sunma hedefi doğrultusunda 2006 yılında faaliyetlerine başlayan ve 2008 yılında Mersin Tarsus’ta fabrikasını kuran Staroil hakkında daha detaylı bilgi almak için www.staroil.com.tr adresi ziyaret edilebilir.

Continue Reading

Diğer Enerjiler

OPET, madeni yağda FUCHS’la ortaklık yaptı

Published

on

By

Opet Madeni Yağlar ve Almanya merkezli dünyanın en büyük madeni yağ üreticisi Fuchs; endüstriyel yağlardaki işbirliklerini madeni yağların bütün ürünlerini kapsayacak şekilde genişletiyor. Opet Fuchs’un, İzmir Aliağa’da tek vardiyada 50 bin ton üretim kapasiteli tesisinde, otomotiv yağları da dahil olmak üzere bütün madeni yağların üretimi yapılacak.

Opet Madeni Yağ ile dünyanın en büyük bağımsız madeni yağ üreticisi Alman Fuchs Petrolub AG, 2005 yılında endüstriyel madeni yağ üretim ve dağıtım alanında eşit ortaklığa dayalı yaptıkları işbirliğini genişletme kararı aldı. Opet Fuchs Madeni Yağ, Opet Petrolcülük’ün madeni yağ iş biriminin tamamını devralarak, faaliyetini otomotiv yağları da dahil olmak üzere, madeni yağ sektörünün stratejik öneme sahip ve katma değeri yüksek ürünlerinin de yer aldığı tüm alanlarına taşıdı.

“Liderler arasında yer edindik”
Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan, basın toplantısında yaptığı konuşmada, dünya devi Fuchs ile güç birliklerinin alanını genişletmekten büyük memnuniyet duyduklarını ve bu sinerjinin sektöre olumlu yansıyacağını belirtti. Opet Fuchs’un, 2005’deki birleşmeyle birlikte son 6 yılda Türkiye’nin lider yağ üreticileri arasında önemli bir yer edindiğini belirten Seyhan, 63 milyon Euro’luk cirosu ve 180 çalışanıyla Opet Madeni Yağlar ile endüstriyel kanatta yaptıkları işbirliğinden doğan yeni yapılanmayla 80 milyon Euro’luk cirosal güce ulaştıklarını ve pazarda daha da güçlü bir konuma kavuştuklarını söyledi. 2011 yılında yapımına başlanan İzmir Aliağa’daki fabrikanın da 2013 yılı sonuna kadar tamamlanacağını açıklayan Seyhan, iki şirket arasındaki yeni işbirliğinin sektöre yapacağı katkıları şöyle özetledi: “Sektördeki bağımsız şirketler arasında ilk sırada ve dünyanın en büyük 9’uncu madeni yağ şirketi olan  Fuchs’un otomotiv yağları da artık Türkiye’de Opet Fuchs tarafından üretilip satışa çıkarılacak. 10 binden fazla formülasyona sahip Fuchs’un otomotiv ve endüstriyel ürünlerdeki know-how ve teknolojik altyapısı ile Opet’in Türkiye’de sahip olduğu geniş dağıtım ağı ve satış gücünü bir araya getirerek kısa zamanda hem otomotiv hem de endüstriyel yağlarda pazar lideri olmayı hedefliyoruz.”

Tek vardiyada 50 bin ton üretim
Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan, konuşmasında yapılan yatırımlara da değindi: “İzmir Aliağa’da yapımı sürmekte olan yağ üretim tesisimiz iki faz halinde inşa edilecek. Toplam 25 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçecek. 50 bin metrekare arazi üzerinde yaklaşık 20 bin metrekare kapalı alana sahip olacak. İlk fazın üretim kapasitesi tek vardiyada 50 bin ton, ikinci fazın tamamlanması ile birlikte 75 bin ton olacak. İlk fazı 2013 yılı sonlarında tamamlamayı planlıyoruz. Yeni tesisimiz, mevcut tesisin yerini alacak ve bu yatırımla Türkiye’nin madeni yağ üretim kapasitesi yaklaşık yüzde 5 artacak.”

Multigrade Dişli  Yağlarında ve Metal İşleme Yağlarında pazar lideri
Opet Fuchs, PetDer verilerine göre 2010 Ekim – 2011 Ekim dönemi arasında Multigrade dişli yağlarında yüzde 31 ve metal işleme yağ ve sıvılarında ise yüzde 38 pazar payı ile lider oldu.
2012 yılında madeni yağ pazarının 350 bin ton olarak gerçekleşmesi ve Opet Fuchs’un 41 bin ton üretim hedefiyle, pazarın yaklaşık yüzde 12’sini karşılaması bekleniyor. Opet Fuchs’un 2012 yılı ciro hedefi ise 90 milyon Euro…

Continue Reading

Yorumlar

  • {{{ review.rating_post_title }}}
    User Avatar
    {{{ review.rating_title }}}

    {{{review.rating_comment | sstr | nl2br}}}

    Show

Trendler