Connect with us

Haberler

Milletvekilleri Turkar sponsorluğunda engelliler için yarıştı

Published

on

Türkiye’nin ilk yerli 4×4 arazi aracı TURKAR, Parlamenterler Spor Kulübü Derneği tarafından bedensel engelliler yararına düzenlenen ‘Sizin İçin Yarışıyoruz’ organizasyonuna sponsor oldu. Özel olarak hazırlanan otomobiller ile slalom yarışının yapılacağı organizasyonda, TURKAR 4×4’ün altı farklı modeli de katılımcılara tanıtıldı. 38 milletvekilinin katıldığı yarışmada AK Parti Milletvekilleri Fahrettin Poyraz birinci, Gülşen Orhan ikinci, Bayram Özçelik ise üçüncü oldu. Dereceye girenler kupalarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in elinden aldı.

TRK_4577

Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve Hisarlar Grup tarafından üretilen, Türkiye’nin ilk yerli 4×4 arazi aracı TURKAR, Parlamenterler Spor Kulübü Derneği tarafından düzenlenen ‘Sizin İçin Yarışıyoruz’ organizasyonuna sponsor oldu. Bedensel engelliler yararına düzenlenen organizasyon, 38 milletvekili katılımıyla 3 Temmuz 2013 Çarşamba günü, 75.Yıl Hipodromu Park Alanı’nda gerçekleştirildi.

Parlamenterler Spor Kulübü Derneği Genel Koordinatörü Mehmet Halkalı’nın koordinasyonunda geçekleştirilen organizasyonda, milletvekillerinin gerçek yarış otomobilleri ve parkurunda zamana karşı mücadele etti. Yarışmada AK Parti Milletvekilleri Fahrettin Poyraz birinci, Gülşen Orhan ikinci, Bayram Özçelik ise üçüncü oldu. Dereceye girenler milletvekilleri, kupalarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’den aldı.

Hisarlar Grup’un sponsorluk düzeyinde destek verdiği etkinlikte, şirketi temsilen Hisarlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı TÜRKER, Hisarlar Grup CEO’su  ve Genel Müdür Zafer TÜRKER, Hisarlar Grup Kurumsal İletişim Sorumlusu Mesut TÜRKER, TURKAR Satış ve Pazarlama Sorumlusu Rıdvan DEDEOĞLU ve çeşitli firma çalışanları hazır bulundu.

Hisarlar Grup olarak böyle önemli ve anlamlı bir organizasyona destek vermekten gurur duyduklarını söyleyen CEO Zafer Türker, “Bedensel engelli vatandaşlarımıza akülü sandalye hediye edilmesini amaçlayan ‘Sizin İçin Yarışıyoruz’ etkinliğini son derece önemli bir sosyal sorumluluk hareketi olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Kamudan destek bekliyoruz

Etkinlik esnasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hisarlar Grup CEO’su Zafer Türker, 40 yıllık geçmişi olan Hisarlar Grup’un büyük bir özveri ile sanayicilik yaptığını ve Türkiye’nin ilk 4×4 arazi aracını geliştirmekten büyük gurur duyduklarını söyledi. Türker, “Biz üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Seri üretime geçtik. Yurtdışında da tanıtımlara başladık. Ancak bu aracın sürdürülebilir olması için yılda 300 adetlik bir satış rakamına ulaşmamız lazım. Araçlarımız ithal araçlara oranla çok daha ucuz. Kamunun da bizim bu üretimimize destek çıkması gerekiyor” diye konuştu.

“Uluslararası bir marka olmaya çalışıyoruz”

Türkiye’nin ilk yerli 4×4 arazi aracı olan TURKAR’ın, Hisarlar Grup’un özgün tasarım kabiliyetlerinin yanı sıra ve makine, tezgah, teçhizat parkının kullanılması ile geliştirildiğini belirten Türker, ülke çapındaki 23 yetkili servisiyle teknik destek verildiğini söyledi. Türker “ Kısa vadeli amacımız servislerimizin sayısını iki kat artırmak. Uzun vadeli amacımız ise TURKAR isminin uluslararası bir marka haline gelmesini sağlamak. Bunun için çalışmalarımıza hız verdik, yurtdışında fuarlara katılıyor, kendimizi tanıtıyoruz. Büyük ilgi de görüyoruz” diye konuştu.

Hisarlar Grup hakkında:

Eskişehir’de, 9 futbol sahası büyüklüğündeki tesislerinde, tarım makineleri ve yedek parçalarından traktör kabinine, otobüs şasisinden havaalanı araçlarına, demiryolu ve iş makineleri komponentlerinden savunma sanayi makine komponentlerine kadar birçok alanda üretim faaliyetlerinde bulunan Hisarlar Grup, 1974’den bu yana oluşmuş 40 yıllık bilgi birikimi ve endüstriyel deneyimi ile bölgesinde makine imalat sanayinin öncü firmaları arasında yer alıyor.

Yurtiçi ve yurtdışı firmaların nihai ürünleri için ürettiği yarı mamul parça, komponent ve ünite üretiminden, kendi nihai ürünlerini üretebilecek ve kendi markasını yaratabilecek bir teknolojik gelişim ve ekonomik büyüme safhasına girmiş bulunan Hisarlar Grup, Ar-Ge’ye verdiği önem ve bu yönde gerçekleştirilen ciddi yapılanmalar ile tarım makinaları sektöründe Türkiye’nin ilk ve tek Ar-Ge merkezinin de sahibi olmuştur. Geleceğin ürünlerinin doğmasında ve geliştirilmesinde artış sağlayacak bu merkezde ülkemiz insanlarının temel ihtiyaçlarını ön planda tutmak Hisarlar Grup’un tek gayesidir.

Hisarlar Grup, TÜBİTAK Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri kapsamında desteklenerek, üniversite işbirliğiyle özgün tasarımlar altında üretilen TURKAR 4×4 Çok Fonksiyonlu Arazi Aracı’nı, Türkiye’nin öz markası olarak yurtiçi ve yurtdışı ihtiyaç sahiplerinin hizmetine sunmaktan büyük onur ve gurur duymaktadır.

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Published

on

By

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Continue Reading

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Published

on

By

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Continue Reading

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Published

on

By

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Continue Reading

Yorumlar

  • {{{ review.rating_post_title }}}
    User Avatar
    {{{ review.rating_title }}}

    {{{review.rating_comment | sstr | nl2br}}}

    Show

Trendler