Connect with us

GIDA & İÇECEK

Herbalıfe Dünya Başkanı: “Türkiye heyecan verici bir pazar, yatırım gündemimizde”

Published

on

Doğrudan satış sistemi pazarında dünyada ilk üç firma arasında yer alan Herbalife, Türkiye’ye odaklandı. Türkiye’de 2013’ün ilk  yarısında yüzde 17 büyüme gerçekleştiren Herbalife, üretim için fırsat kolluyor

 

Dünyada 6 bölge üzerinden 88 ülkede kilo kontrolü, beslenme ve kişisel bakım ürünleri alanında faaliyet gösteren Herbalife, Türkiye’yi stratejik pazar olarak seçti.

Distribütörleri ile buluşmak için Türkiye’ye gelen Herbalife’ın Dünya Başkanı Des Walsh, Swiss Otel’de basınla bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Faaliyet gösterdikleri ülkeler içinde en hızlı büyüyenlerden birisinin Türkiye olduğunu belirten Des Walsh, Türkiye’de artan genç nüfus ile sağlıklı ve aktif yaşam bilincindeki yükselişin kendilerini heyecanlandırdığını söyledi.

Des Walsh Herbalife’ın dünyadaki ve Türkiye’deki konumuyla ilgili önemli mesajlar verdi. Des Walsh: “Herbalife olarak dünyada perakende satış ciromuz 6 milyar dolar. Son 10 yıldır ortalama büyüme oranımız yüzde 13 oldu. Son 16 çeyrektir de çift haneli büyüme rakamlarına ulaştık. Türkiye’nin de içinde bulunduğu EMEA Bölgesi’ndeki büyümemiz ise bu yılın ilk 6 ayında çift haneleri buldu. 2013 yılının ilk altı ayında Türkiye’de ise yüzde 17 büyüdük” diye konuştu.

Türkiye, Herbalife’ın Avrupa’daki ilk 10 büyük pazarından biri

Besin takviyesi ürünü üreten dünyadaki en büyük tesisi şu an ABD’de inşa ettiklerini belirten Des Walsh, bu yatırımın 130 milyon dolara mal olacağını söyledi. Avrupa’da da üretimlerinin olduğunu kaydeden Walsh, Türkiye’de de yatırım planladıklarını söyledi. Türkiye’nin kendileri için büyüme potansiyeli çok iyi olan bir ülke olduğunu dile getiren Des Walsh, “Yatırım için de bu potansiyel çok önemli. Türkiye’yi önemli ölçüde bir fırsat ülkesi olarak görüyoruz. Türkiye, Herbalife’ın Avrupa’daki ilk 10 büyük pazarından birisi. Önümüzdeki 3-4 yıllık periyotta Türkiye’deki yerel imkanlardan ve ölçek ekonomisinden yararlanmamız mümkün olacak”  dedi.

“Tarladan sofraya programını başlattık”

Dünyada 2 yıl kadar önce tarladan sofraya programını başlattıklarını belirten Des Walsh, “ 2 yıl öncesine kadar üçüncü taraflar, özel formülümüzü kullanarak bizim için üretim yapıyordu. Artık 2 yıldır bazı ülkelerde bize tahsis edilmiş tarlalarda kendimiz ekim yapıyoruz. Her aşamasını takip ettiğimiz ürünlerimizi, tohumdan başlayarak sofraya getiriyoruz” diye konuştu. Des Walsh, Türkiye’nin verimli topraklarında üretim yapmaya da sıcak baktıklarını ifade etti.

 

Türkiye’de 30 bin, dünyada 3 milyon distribütör

Herbalife’ın Türkiye’de deneyimli ve güçlü bir distribütör ağına sahip olduğunu belirten Des Walsh, “Türkiye’de 30 bin distribütörümüz var. Bu distribütörlerimizden yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. Türkiye’de part time olarak çalışan ve en az kazanan distribütör geliri ayda 200 Euro. En çok ise yılda birkaç 100 bin Euro kazanan distribütörümüz var. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en çok kazanan distribütörlerimizin toplam içindeki oranı yüzde 1. Aktif distribütörlerimizin çoğu bu işi ek gelir olarak yapıyor” dedi.

Dünyadaki distribütörleri hakkında da açıklama yapan Des Walsh, “Dünyada 3 milyon distribütörümüz bulunuyor. Bunun 2 milyonuna ‘toptan müşteri’ diyoruz; yani kullanmak için alanlar. 1 milyon distribütörümüz ise aktif satış yapanları temsil ediyor. Bu toptan müşterimiz dediklerimizi çok önemsiyoruz ve artık onlar için distribütör değil ‘üye’ tabirini kullanıyoruz. 500 bin de yeni distribütör adayımız var. Bu adaylar ürünlerimizi alıp denediler ve çevrelerine de önermeye başladılar” şeklinde ifade etti.

Obeziteyle mücadele önemli

Türkiye’de başka ülkelere kıyasla sağlık hizmetinin giderek artan devlet harcama kalemlerinden biri olduğunu söyleyen Des Walsh, “Bunun en önemli nedenlerinden biri de obezite. Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü obeziteyle mücadele çalışmalarını destekliyoruz. Biz de ürünlerimizle insanların sağlıklı yaşamına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Bu konuda yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda da Türk Kalp Vakfı ürünlerimizi destekliyor” diye konuştu.

Ronaldo’nun ailesi de Herbalife distribütörü

Herbalife’ın dünyada ses getiren önemli projelere de imza attığını belirten Des Walsh, bu projelerin başında eğitim ve sporun geldiğini söyledi. Dünyada 100’den fazla sporcu ve takıma sponsor olduklarını hatırlatan Des Walsh, şunlara dikkat çekti: “ABD’den La Galaxy, Meksika’dan FC Pumas, Brezilya’dan Botafogo, Rusya’dan Spartak Moskova ve Belçika ile Venezuela milli takımları bunların başında geliyor. Haziran 2013’ten itibaren Real Madrid’in Portekizli yıldızı Cristiano Ronaldo’nun da resmi beslenme sponsoru olduk. Ronaldo, zaten daha önce bizim ürünlerimizi tanıyordu. Çünkü ailesinden birisi Herbalife distribütörüydü. Ronaldo’nun performansını artırmaya yönelik yeni ürünler üzerinde çalışıyoruz. Bu ürünleri geliştirdiğimizde herkesin kullanımına sunacağız. Bu çalışma ile yeni bir sporcu beslenme ürünleri ortak markası da yaratacağız.”

Türkiye’de sosyal sorumluluğa yatırım

Türkiye’deki sponsorlukları hakkında bilgi veren Herbalife Türkiye Genel Müdürü Ozan Özsavaşcı ise Herbalife Türkiye’nin 2008’den bu yana Acil İhtiyaç Projesi Vakfı ile bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdiğini anlattı. Ozan Özsavaşcı, bu proje ile ihtiyaç sahibi çocukların sağlıklı beslenmelerini destekleyici gıda yardımı ile eğitimleri için burs yardımı yaptıklarını belirtti. Bu yıl Türkiye’de 15’inci yıllarını kutladıklarını belirten Ozan Özsavaşcı, şunları dile getirdi: “Sporcu beslenmesine çok önem veriyoruz. Türkiye’de de bu konuda sporculara destek veriyoruz. 15’inci yılımız kapsamında, dünyada ve Türkiye’de rüzgar sörfü alanında önemli başarılara imza atan Çağla Kubat ve Türk Kalp Vakfı ile işbirliği yaptık. Daha önce de olimpiyat sporcularına destek vermiştik. Türkiye’de çeşitli sivil toplum kuruluşları, sporcu ve takımlar ile işbirliği yapmaya devam edeceğiz. Özellikle çocukların daha sağlıklı beslenmesinin desteklenmesini çok önemsiyoruz. Bu konuyu, Herbalife Türkiye olarak görev kabul ediyoruz.”

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIDA & İÇECEK

Pınar Süt’te Hedef 2050’de Karbon – Nötr Olmak

Published

on

By

Sahip olduğu 3 fabrikasıyla günlük 3 milyon litre çiğ süt işleme kapasitesi olan ve 500 bin kişilik bir ekosistem oluşturan Pınar Süt, 2050 yılında Karbon – Nötr olmayı hedefliyor.

Türkiye ve Ortadoğu’nun en modern süt ve süt ürünleri üretim tesisi olarak 1973 yılında İzmir’de kurulan, ardından Eskişehir ve Şanlıurfa’daki fabrikalarıyla üretim ağını genişleten Pınar Süt, 20 binden fazla süt üreticisiyle çalışarak günlük 3 milyon litre çiğ süt kapasitesi ile yaklaşık 111 bin metrekare kapalı alanda üretim yapıyor. Pınar Süt, sürdürülebilirliği iş süreçlerinin temelinde tutarak oluşturduğu ekosistemin çevreci ve geleceği önemseyen bir vizyonla devamlılığını sağlıyor.

“Sürdürülebilirlik Odaklı Çalışıyor”

Pınar Süt’ün 48 yıl önce toplumsal katkı modeli üzerine inşa edildiğini, günümüzdeyse mevcut ekosistemin Türkiye için önemli bir sürdürülebilirlik örneği olduğunun altını çizen Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kurulduğumuz ilk günkü gibi bugün de iş süreçlerimizin merkezinde sürdürülebilirlik yer alarak çalışıyoruz. Bunun için ürün yelpazemizin gelişimine katkı sağlarken bir yanda da kullandığımız ambalajlardaki plastiklerin azaltılmasından doğada çözünebilir ve geri dönüştürülebilir ambalajlara kadar çevremiz adına birçok çalışma gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede 2010 yılından bu yana operasyonlarımızdaki karbon ve su ayak izimizi azaltmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile CDP (Carbon Disclosure Project–Karbon Saydamlık Projesi) Su Programı’nda Türkiye’deki şirketler içerisinde en başarılı grupta yer alarak ‘A-‘ derecelendirme notunu aldık. İzmir, Eskişehir ve Şanlıurfa’daki fabrikalarımızda Sıfır Atık Projesi’ni hayata geçirerek Sıfır Atık Sertifikası almaya hak kazandık.

“2030 ve 2050 Hedeflerini Belirledik”

“Dünyamızın ve toplumların sürdürülebilirliğini önemsiyoruz. Bunun için de 2050 yılında Karbon Nötr olmayı hedefliyoruz” diyen İdil Yiğitbaşı; “Öncelikle yatırımına devam ettiğimiz ve 2022 yılında tamamlanacak olan biyogaz tesisimizin de devreye girmesiyle birlikte önümüzdeki süreçte karbon emisyon oranımızı yüzde 15 azaltmayı hedefliyoruz. Bundan birkaç yıl sonra, yani 2030 yılında karbon ayak izimizi yüzde 25, su kullanımımızı yüzde 10, plastik kullanımımızı yüzde 10 ve atık oranımızı da yüzde 20 azaltmış olmak istiyoruz” dedi.

“Bilinçlendirme Faaliyetleri ve Eğitimlere Devam Ediyoruz”

Pınar Süt olarak kuruldukları günden bu yana sütün kalitesini artırmak için üreticilere yönelik eğitimler düzenlediklerini aktaran İdil Yiğitbaşı, şunları söyledi: “Uzun yıllardır devam eden eğitim çalışmalarımızı artık Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde projesi ile devam ettiriyoruz. Şimdiye kadar 13 farklı ilde 8 binin üzerinde üreticiye hayvan sağlığı, hayvan besleme ve hijyen eğitimleri verdik ve aynı zamanda İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile “Genç Çiftçi Mesleki ve Bireysel Kapasite Gelişimi Programı” projesini başlattık. Bunu yanı sıra Pınar Enstitüsü tarafından sağlıklı nesiller yetiştirilmesi hedefiyle hayata geçirilen “Eğlenerek Hareket Edelim Sağlıklı Beslenelim” projesi de Türkiye geneline yaygınlaştırılırken Eğitimcinin Eğitimi etkinlikleri kapsamında okul öncesi dönem çocuklarında beslenme konulu eğitim ile 2016 yılından bu yana 13 ilde, 615 anaokulu öğretmeni aracılığıyla 16 bin çocuğa ulaştık” dedi.

“Spor ve Sanatta da Sürdürülebilirlik Odağımızda”

Pınar Süt olarak toplumumuzun eğitim, kültür, sanat ve spor alanlarında sosyal gelişimini desteklemeye devam ediyoruz” diyen Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı: “Tam 40 yıldır düzenlediğimiz Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması ile çocuklarımızın hayallerine ortak oluyoruz. 41. Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması’nın konusunu çocukların farkındalık seviyelerini de artırmak amacıyla sürdürülebilirlik ekseninde ‘Benim Gözümden Dünya’ olarak belirledik. Böylelikle çocuklarımıza ‘Gelecek için harekete geç, hayalindeki dünyayı resmet” diyoruz. Yine 34 yıldır Türkiye’nin her köşesini dolaşan Pınar Çocuk Tiyatrosu ile 3 milyondan fazla çocuğu tiyatro ile buluşturduk. Spor, önemsediğimiz bir diğer alan… Kurulduğumuz yıldan bu yana basketbola destek oluyoruz. Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’na verdiğimiz destek ile şimdiye kadar altyapıda 25 binden fazla çocuğun yetişmesine katkı sağladık.”

Continue Reading

GIDA & İÇECEK

Eriş Un 40’ıncı yılında perakende pazarına giriyor

Published

on

By

Türkiye’nin en büyük un üreticilerinden Erişler Gıda, 40’ıncı yılında profesyonel pazardaki deneyimini Eriş Un ile perakende alanına taşıyor. Eriş Un, perakende de 2015 yılında ilk 3 marka arasında olmayı hedefliyor

Dünyanın yaklaşık 50 ülkesine 2013 yılında 240 bin ton un ihracatı yaparak ülke ekonomisi için katma değer oluşturan Erişler Gıda, Eriş Un markası ile perakende pazarına giriyor. Un imalatına 1974 yılında başlayan Erişler Gıda, 40’ıncı yılında çok amaçlı buğday unu ve baklavalık – böreklik buğday ununu nihai tüketiciyle buluşturuyor.

 ErisUn_BaklavalikBoreklikUn

Perakende un pazarının en büyük markalarından biri olmayı hedefleyen Eriş Un, 1 kg, 2 kg, 5 kg, 10 kg ve 25 kg’lık ambalajlar ile tüketicilerin her ihtiyacına uygun ürün alternatifleriyle pazardaki yerini alıyor. Türkiye genelindeki ulusal ve yerel zincirlerde satışa sunulan Eriş Un, yenilikçi ambalajlarıyla da dikkat çekiyor.

Erişler Gıda Perakende Grubu Genel Müdürü Abdullah Eriş, Eriş Un’un perakende açılımıyla ilgili şunları söyledi: “Erişler Gıda olarak un alanında güçlü bir birikimimiz var. Türkiye’nin en zengin buğday karışımına sahip markasıyız. 1974 yılından bu güne kazandığımız bilgi birikimini ve 5 üretim tesisimiz ile profesyonel pazarda yakaladığımız başarıyı şimdi perakende alanına taşımaya hazırlanıyoruz. 2015 yılında  ulusal ölçekte dağıtım yapan ilk 3 marka içinde olmayı hedefliyoruz. İlk olarak iki ürünümüzle perakende alanında olacağız; ancak çok yakında tam buğday unu başta olmak üzere farklı un çeşitlerimizi de piyasaya sunmayı planlıyoruz. ”

Eriş Un’un toptan alanındaki başarılarından da bahseden Abdullah Eriş, 2013 yılında yaklaşık 50 ülkeye 240 bin ton un ihracatı yaptıklarını belirtti. Türkiye’nin un ihracatının yüzde 12’sini Erişler Gıda olarak gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Abdullah Eriş, sözlerine şöyle devam etti; “100 milyon doları aşan ihracat rakamlarımızla ülke ekonomisi için her yıl artan oranda katma değer oluşturan bir grubuz. Türkiye’nin en çok ihracat yapan ilk 100 firması arasındaki yerimizi de her yıl üst basamaklara taşıyoruz. 2023 yılındaki hedefimiz ise; 250 milyon dolarlık ihracat girdisi oluşturmak.”

Erişler Gıda Hakkında:

Erişler Gıda’nın kökleri, 1920 yılında Ordu/Fatsa’da başlanan zahire ticaretine dayanır. II.Dünya Savaşı’ndan hemen sonra 1946 yılında Ali Eriş, babasından edindiği ticaret tecrübesiyle 1950 yılında öncelikle fındık ihracatına başlamıştır. 1974 yılına gelindiğinde ilk un değirmeni yatırımı gerçekleştirilerek un imalatı yapılmıştır. Anadolu’da küçük bir ticarethane olarak yola çıkan Erişler Gıda, bugün dünyanın yaklaşık 50 ülkesine 2013 yılında 240 bin ton un ihracatı yapan, 100 milyon doları aşan ihracat rakamlarıyla ülke ekonomisi için katma değer oluşturan bir gruba dönüştü. Erişler Gıda bünyesindeki şirketlerde 400’ü aşkın çalışan istihdam ediliyor.

Erişler Gıda’nın altında toptan ve perakende grupları bulunmaktadır. Toptan üretimin altında Eriş Un alt markalarıyla birlikte yer almaktadır. Perakende grubunun altında ise Eriş Un ve Özde markaları bulunmaktadır. Özde markası altında piyasaya ilk olarak NUDO kıvırcık erişte sunulmuştur.

Continue Reading

Alkolsüz İçecek

Coca-Cola Türkiye’den önemli açıklama

Published

on

By

Kamuoyu Bilgilendirme

Son günlerde çeşitli platformlarda Coca-Cola’ya yönelik asılsız iddiaların gündeme getirildiğini üzülerek izliyoruz.

Coca-Cola şirketi, 128 yıl önce ABD’de kurulmuş olan, % 100’ü halka açık uluslararası bir şirket konumundadır ve dünya coğrafyasında çok çeşitli ekonomik, siyasi ve dini rejimlerden oluşan birbirinden farklı 206 ülkede faaliyetlerini yürütmektedir. Şirketimizin herhangi bir ülkeyi, hükümeti, herhangi bir ülkenin politikalarını, siyasi ya da dini inancı desteklemesi söz konusu değildir. Bu çerçevede Coca-Cola’nın gelirinin İsrail’e aktarıldığı iddiası da tamamen gerçek dışıdır.

Coca-Cola Filistin’deki 3. en büyük işveren, 5. en büyük yatırımcıdır.

  • · Coca-Cola şirketi 1998 yılından bu yana Filistin’de faaliyet göstermektedir.
  • · Coca-Cola’nın Filistin’de 3 fabrikası, biri Gazze’de olmak üzere 7 satış ve dağıtım merkezi bulunmaktadır.
  • · Coca-Cola, 350 Filistinliye iş olanağı sağlamakta, Coca-Cola faaliyetleriyle ilişkili yan sektörlerden ise 3,500 aile geçimini sağlamaktadır.

Türkiye’de de doğrudan 3 bin dolaylı olarak 30 bin kişiye istihdam sağlayan Coca-Cola olarak, 50 yıldır Türkiye’de ekonomiye güç vermek üzere faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.

Coca-Cola’ya yönelik son günlerdeki iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu kamuoyuna duyurulur.

Saygılarımızla,

Coca-Cola Türkiye

 

Continue Reading

Yorumlar

  • {{{ review.rating_post_title }}}
    User Avatar
    {{{ review.rating_title }}}

    {{{review.rating_comment | sstr | nl2br}}}

    Show

Trendler