İNŞAAT

Daha Dinamik Bir Enerji Ortamında Binaların Rolü

Published

on

Geleceğin Binaları – Gelecek Yılın Trendleri

Yılmaz Özcan, Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü

Günümüzdeki rolleri değişmekte olan binalar, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar gibi teknolojilerin kullanımını kolaylaştıracak enerji merkezleri olma yolunda ilerlemektedir. Ancak gitgide daha karmaşık hale gelirken, yangının hassas şekilde algılanması ve tahliye sistemleri ve prosedürlerinin yanı sıra, elektrik kaynaklı yangınların önlenmesini kapsayan güvenlik standartlarının bir öncelik olarak kaldığını garanti etmek önemlidir.

Binaların hayatımızda aldığı rol değişiyor. Binalar yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar gibi teknolojilerin kullanımını kolaylaştıracak bir enerji merkezi olma yolunda ilerliyor. Ancak bu yapılar bir yandan daha karmaşık hale geldikçe, diğer yandan elektrik kaynaklı yangınların önlenmesinin yanı sıra sağlam yangın algılama ve tahliye sistemleri ve prosedürleri de dahil olmak üzere güvenlik standartlarının bir öncelik olarak kalmasını sağlamak çok önemlidir.

Daha Dinamik Bir Enerji Ortamında Binaların Rolü

  1. ”Elektrikli araçların (EV) evlerde veya ticari işletmelerde şarj edilmesine dair tartışmalar, 2020 yılında daha da artacaktır. Bu tartışmalarda, artık konu şarj noktaları ve mesafesi olmayacak, lokal kablosuz erişim noktalarının oluşturulması, kamuya ait EV altyapısı ve binalardaki enerji akış yönetimini kapsayacak şekilde daha kapsamlı hale gelecektir.

Ancak mevzuatı hazırlayanlar bunu başarılı bir şekilde yapmak için geçmişteki örnekleri ve dünyanın diğer bölgelerinde rastlanan zorlukları göz önüne almalıdır. Örneğin, Norveç’te EV’ye geçişin artması, şebekeyi aşırı yüklemekte ve bunun bir sonucu olarak kapasitenin yetersiz olduğu bazı yerlerde kısıtlamaya neden olmaktadır. Daha kapsamlı tartışmalara geçmeden önce, enerji ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağını iyi bir şekilde düşünmek gerekmektedir; aksi takdirde bu durum elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşmasında büyük bir engel teşkil edecektir.”

  1. Binanın, yani enerji merkezinin, ikinci fonksiyonu ise gitgide daha görünür hale gelecektir. Bu, hem ticari işletmelerde hem de evlerde şarj noktalarının ve yenilenebilir enerjinin kullanımı ile kolaylaşacaktır. Bir enerji merkezi olarak binalardaki enerji akış yönetimi, her zamankinden daha karmaşık hale gelmiştir. Sektörün enerji tedarikçilerine tüketime ve pik talebine bağlı olarak aylık bir miktar ödemesi gibi geleneksel usüllerden, önemli miktarda yenilenebilir enerjinin kullanıma hazır olduğu ve bina sahiplerinin kendi enerjilerini üretebileceği bir noktaya evrilmesine şahit olacağız.

Tabii ki bu, bir gecede olacak bir iş değildir. Bu, pazar talepleri ve değişmekte olan politikalarla yönlenecek ve enerji konusundaki geniş çaplı teşebbüsleri kapsayan direktifleri ve yönetmeliklerin bir araya getirildiği ‘Tüm Avrupalılar için Temiz Enerji’ paketini kapsayan ilerleyici bir süreçtir. Bu paket, 2020 yılında üye ülkelere ait ulusal yasalara da eklenecek olan Avrupa Birliği, Binalardaki Enerji Performansı Direktifi’nin düzenlemiş versiyonunu da içermekte olup yenilenebilir enerjinin ve elektrikli araç şarj noktalarının hayata geçirilmesi gibi faktörlerden de büyük ölçüde etkilenecektir.”

 Riskin Değişmekte Olan Doğası

  1. “Geçtiğimiz bir kaç yıl, Grenfell Tower yangını gibi trajedilere sahne olmuştur. Bu yangın Birleşik Krallık’ta meydana gelmiş olsa da, yangının etkisi dünya genelinde hissedilmiş ve bina güvenliği ve yangının önlenmesinin, algılanmasının, kontrol edilmesinin ve yangın esnasında binanın tahliyesi gibi noktalara odaklanılmasını sağlamıştırYönetmelik bazında önemli değişikliklerle birlikte gelecek yıl ve ondan sonraki yıllarda bu bina güvenliği hususuna vurgu yapılmaya devam edilecektir. Bu değişikliklerin çoğu, güvenlik standartlarını değiştirmek için uygulanacak yeni bina yönetmelikleri şeklinde olacaktır.

Başka bir yaklaşımla, Ark Hatası Algılama Cihazları (AFDD’ler) gibi ark koşullarını algılayarak elektrik kaynaklı yangınların oluşma ihtimalini düşürebilen teknolojiler, yeni ve güncellenmekte olan tesisat yönetmeliklerine dahil edilmektedir. AFDD cihazları gibi teknolojilerin zorunlu kullanımı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, gelecek yıl yönetmeliklerin yavaş yavaş geliştiğini ve önleyici teknolojilerin bina güvenliği konusundaki tartışmaları merkezinde yer alacağını söyleyebiliriz.

Enerji verimliliği daha fazla olan uygulamalar ve cihazların kullanımı arttıkça, paralel olarak daha fazla tek fazlı sürücü piyasaya çıkacak ve bu, harmonikler ile AC/DC frekanslarına sebep olacaktır. Hem ticari binalardaki, hem de konutlardaki çok fazla yükü göz önüne aldığımızda, binalarda bulunan kişilerin güvenliğini sağlamak ve toprak hata akımı cihazlarının istenmeyen şekilde açmasını önlemek için kaçak akım cihazlarının belirli durumlarda kullanılan F ve B(+) tipi olarak seçilmesi gerekecektir.”

  1. “Bina güvenliği tartışılırken, bu tartışmalarda genellikle sadece çok katlı konutlara odaklanılmaktadır. Ancak zamanla oteller, hapishaneler veya insanların gece konakladığı ev dışındaki diğer yerler de yüksek risk seviyesi nedeniyle bu kapsama dahil edilecektir. Gelecek yıl, daha geniş çapta düşünmenin yaygınlaşacağı bir yıl olacaktır.

EMEA bölgesindeki sektör liderleri ve hükümet organları karmaşık yapıdaki binalarda meydana gelen acil durumlarda ortaya çıkan, insan yaşamına yönelik tehditleri de göz önüne almaya başlamalıdır. Farkındalığı artırma,tehlikeyi önleme ve algılama veya binaları uygun şekilde tahliye etme hususlarındaki yönetmelikleri hayata geçirmek çözüm olabilir.”

  1. “Güvenlik konusunda yapılan tartışmalarda cephe kaplamasına, yangın söndürme tesisatlarına ve yangın kapılarına sık sık odaklanılmaktadır. Ancak pek çok kişi, yangınların %25’inden fazlasının elektrik sistemlerinden kaynaklandığını fark etmemektedir. Cephe kaplamaları ve söndürme tesisatları güvenliğin önemli parçalarıdır ancak her aşamada hazırlıklı olmak hatırlanması gereken en önemli noktadır. Hazırlıklı olmak için de güvenli bir elektrik tesisatı gerekmektedir.
  2. Bu konuda, tüm inşaat sürecinde elektrik güvenliğinin standart olarak değerlendirilmesini garanti etmesi gereken bina operatörlerine ve müteahhitlere büyük sorumluluk düşmektedir. Ancak bunu gerçekleştirmek için, yönetmeliklerin daha iyi uygulanması gerekmektedir.

Gelecek Yıllardaki Trendler

Gelecek yıllardaki trendlere ilişkin olarak “IHS Technology tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapora göre, 2025 yılına kadar tüm dünyada en az 88 akıllı şehir olacağı öngörülmektedir. Akıllı şehirler ve genel nüfus arttıkça, bugün sektör liderlerinin karşılaştığı en önemli sorunlardan birisi, bu şehirlerin etkili ve verimli bir şekilde nasıl güçlendirileceğidir.  Sürekli olarak kritik altyapıyı destekleyecek, ancak küresel emisyon sorunu oluşturmayacak, uygun ve sürdürülebilir bir çözüm aranmıştır.

Çevresel etkileri ve şebekeye olan büyük talepleri göz önüne alındığında, akıllı şehirler mevcudiyetlerini basitçe öylesine sürdüremezler. Güçlü, verimli ve sürdürülebilir bir gelecek, akıllı teknolojilerin oluşturulmasına bağlıdır ve bahsedilen trendler sadece ilk adımdır. Çünkü sürdürülebilirlik olmadan, öngördüğümüz akıllı şehirler sadece gerçeklikten uzak bir hayal olarak kalır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trendler

Exit mobile version