Connect with us

Haberler

CDT ve Nano Dimension, SAHA EXPO’ya çıkartma yapıyor

Published

on

Elektronik tasarım ve üretim otomasyonu konusunda Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde kapsamlı çözümler sunan CDT Bilgi Teknolojileri, 10-13 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek SAHA EXPO kapsamında, temsilcisi olduğu Nano Dimension firmasının ürettiği ve endüstrilere yön veren DragonFly LDM 3D yazıcısını ve güncel teknolojileri tanıtacak. 

SAHA İstanbul tarafından 10-13 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’na dünyanın önde gelen yeni nesil yüksek teknolojisi iş ortağı Nano Dimension ile katılacak olan CDT Bilgi Teknolojileri, DragonFly LDM 3D yazıcısıyla gelen fark yaratan teknolojileri katılımcılarla paylaşacak. DragonFly LDM 3D özellikle savunma sanayii ve Ar-Ge kuruluşları tarafından yerli ve milli değer yaratma hedefine tam ve benzersiz destek sağlayabilecek, elektronik üretim konusunda çığır açan bir ürün özelliği taşıyor. Kullanımı ile milli tasarımlarımızın yurtdışına gönderilmeden prototip üretimlerinin yapılmasını, ürün geliştirme süreçlerinde zaman ve maliyet kazançları elde edilmesini ve gizliliğin korunmasını sağlıyor.  Dünya genelinde aralarında NASA’nın da bulunduğu elliden fazla kurumda kullanılan DragonFly LDM 3D; uzay, havacılık ve savunma firmalarına Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme çalışmalarında yeni ufuklar açıyor.  DragonFly LDM 3D, hem mekanik uygulamalarda kazanılan otuz yıllık üç boyutlu basım teknolojisinin elektronik uygulamalara aktarılması, hem de özel geliştirilen nano mürekkepler yardımıyla elektronik cihaz üretiminde çığır açan ilk ve tek makina olarak öne çıkıyor.

DragonFly LDM 3D sayesinde klasik yöntemler ile üretimi mümkün olmayan uygulamaların denenmesi ve üretimi de Türk Savunma Sanayi için mümkün hale geliyor.

3 Boyutlu Düşünceye Geçiş

Haftaları bulan prototip üretim sürecini saatlere indirerek tasarımın sonucunu kısa sürede görebilme imkanı sunan Dragonfly LDM 3D yazıcı; otomotivden sağlığa, havacılıktan telekomünikasyona, tüketici elektroniğinden savunma sanayiine pek çok sektörde elektronik ürünlerin tasarımda 2 boyutlu düşünceden 3 boyutlu düşünceye geçiş sağlıyor. Yüksek teknoloji enstitüleri, yüksek öğretim kurumlarının yanı sıra elektronik sektörünün öncü kuruluşlarındaki Ar-Ge ve inovasyon merkezlerine ulaşarak sektörde fark yaratacak projelere imza atmayı hedefleyen CDT, DragonFly LDM 3D yazıcının prototip üretiminde sağladığı faydaları SAHA EXPO’ya katılan sektör profesyonellerine aktaracak.

Ürün geliştirme süreçlerindeki “kalıpları kırıyor”

Tüm dünyada birçok inovasyon ödülüne değer görülen DragonFly LDM 3D yazıcının elektronik bileşen tasarım, prototip yaratma ve üretme sırasında karşılaşılan zorlukların aşılmasında anahtar çözüm olduğunu belirten CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş, müşterilerinin tüm ürün geliştirme döngülerini kontrol edebilme, verimliliklerini artırma ve piyasaya giriş sürelerini hızlandırma olanağı sunduklarını belirterek şunları söyledi: “Teknolojinin gelişim hızı dünyayı değiştirmeyi sürdürüyor. Nano Dimension ürün ve çözümleriyle müşterilerimize tüm ürün geliştirme döngülerini kontrol edebilme, verimliliklerini artırma ve piyasaya giriş sürelerini hızlandırma olanağı sunuyoruz. Nano Dimension’ın sunduğu bu ileri teknoloji ile müşterilerimizin elektronik bileşen tasarım, prototip yaratma ve üretiminde karşılaştıkları zorlukları kolayca aşabileceğine inanıyoruz. İnsan hayatında yer alan tüm elektronik cihazların tasarımı, içlerindeki baskı devre kartlarının düz olması zorunluluğundan dolayı belirli kalıplara hapsolmuş idi. DragonFly LDM 3D yazıcının sunduğu her şekilde PCB üretebilme imkanıyla, bu kalıplar kırılabilecek ve görmeye alıştığımız tasarımların dışına çıkılabilecek.”

Nano Dimension sektörlere yön veriyor

Gelişen pazarlar kapsamında Türkiye’nin stratejik olarak büyük önem taşıdığına dikkat çeken Nano Dimension Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Stephan Krause, CDT Bilgi Teknolojileri ile Türkiye başta olmak üzere, Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinin sunduğu büyüme fırsatlarını sürekli ele aldıklarını ve bu yönde çalıştıklarını ifade etti. Krause, “3D teknolojileri dünyayı ve iş yapış şekillerini değiştirmeyi sürdürüyor. Otomotivden sağlığa, havacılıktan telekomünikasyona, tüketici elektroniğinden savunma sanayiine pek çok sektörde elektronik ürünlerin tasarımda artık hız ve pratiklik var. Bu da yüksek verimlilik sunuyor. CDT Bilgi Teknolojileri’nin deneyimli ekibiyle bu teknolojileri Türkiye’ye ve ilgili bölgelere anlatmayı sürdürüyoruz. Endüstrilerin fark yaratan işlere imza atmalarına geliştirdiğimiz teknolojilerle yardımcı olmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Nano Dimension’un bu sayede bölgedeki büyümesinin daha da hızlanacağına inanıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızı özenle sürdürüyoruz ve yeni nesil teknolojileri tüm dünyaya sunmaya devam edeceğiz.” dedi.

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Published

on

By

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Continue Reading

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Published

on

By

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Continue Reading

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Published

on

By

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Continue Reading

Yorumlar

  • {{{ review.rating_post_title }}}
    User Avatar
    {{{ review.rating_title }}}

    {{{review.rating_comment | sstr | nl2br}}}

    Show

Trendler