Connect with us

Haberler

Bosch 2.4 milyar avro ciro, 1.5 milyar avro ihracat hedefliyor

Published

on

1 milyar avro’su son 6 yılda olmak üzere bugüne kadar Türkiye’de 2 milyar avro yatırım gerçekleştiren Bosch; bu yıl cirosunu yüzde 16,5, ihracatını ise yüzde 17 artırmayı planlıyor.

Steven Young 1

Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young; 15 Mayıs 2013 günü Grand Hyatt Otel’de düzenlediği yıllık değerlendirme toplantısında, 150 ülkede temsil edilen Bosch Grubu’nun 2012 rakamlarına göre;  306 binden fazla çalışanıyla 52,5 milyar avro ciro elde ettiğini söyledi. Young, “Bu küresel gücün en önemli ülkelerinden biri de Türkiye. Bosch dünyasında 15’inci sıradayız. Avrupa’da büyüme bütçesi yapan iki ülkeden biriyiz” dedi. Bosch Grubu’nun Türkiye’deki satışları ise 852 milyon avro oldu.

 

2012’de 2,1 milyar avro olan cirosunu 2 milyar 400 milyon avro’ya, 1 milyar 250 milyon avro olan ihracatını ise 1 milyar 510 milyon avro’ya yükseltmeyi hedefleyen Bosch Türkiye, istihdamını ise yılsonunda 11 bin 858’e ulaştırmayı planlıyor. Böylelikle; bugüne kadar Türkiye’de gerçekleştirdiği 2 milyar avro yatırımıyla Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında önemli görevler üstlenirken, 5 kıtada 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.

 

Türkiye’de 1910 yılından bu yana hizmet veren Bosch, ilk fabrikasını 41 yıl önce kurduğundan bu yana 2 milyar avro tutarında yatırım gerçekleştirdi.  2011 yılında 203, 2012’de 227 milyon avro yatırım yapan Bosch, bu yılı da aynı seviyelerde yatırımla tamamlamayı hedefliyor. Bosch; 2013 yılı sonunda ise son üç yıldaki istihdam rakamını 1821 kişi artırmış olacak. Bu istihdam rakamlarıyla Türkiye, Bosch’un en önemli üretim üslerinden biri konumunda yer alıyor. Bosch Türkiye, Avrupa’da Almanya’dan sonra çalışan sayısı bakımından ilk ve dünya genelinde ise yine Almanya hariç 4. sırada yer alıyor.

 

 

Türkiye’nin 2023 hedeflerini aşmasını istiyoruz

“Bugüne kadar olduğu gibi,  Türkiye’nin geleceğine büyük güven duyuyoruz.  2023 hedeflerine ulaşmasını değil, aşmasını istiyoruz” diye konuşan Young, şirketin çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: “Otomotiv, yapı ve genel sanayilerimiz için özel çözümler üretiyoruz, yeni üretim modellerinden teknoloji transferine kadar bir dizi çalışma yürütüyoruz.  Üç Ar-Ge Merkezimizin yanı sıra co-designer konumunda yerel yetkinlik merkezleri kuruyoruz. Müşterilerimize en güncel teknolojileri kazandırıp küresel rekabetçiliklerini güçlendiriyoruz. Türk markalarının küresel boyutta markalar olması sürecinde el ele yürüyoruz. Yerlileştirme çalışmalarımızla ülkenin ithal edeceği ürünleri hem üretip hem de ihraç ediyoruz. Böylece cari açığın azaltılmasına katkıda bulunuyoruz” şeklinde konuştu.

 

Türk mühendis ve iş gücünün Ar-Ge başarısı

Avrupa Patent Ofisi’nin açıklamasına göre Bosch, 838 patent ile Avrupa’nın geçen yıl en çok patent alan şirketi oldu. 2012 yılında global olarak Ar-Ge çalışmaları bütçesi 4.8 milyar avro olan Bosch, 4 bin 800 patent başvurusunda bulundu.

 

Dünyada 5 dizel araçtan birinin enjeksiyonu Bursa’dan

Bosch’un Bursa’daki Dizel ve Benzinli Sistemleri fabrikasında 30’dan fazla araç markası için üretim yapılıyor. Dünyadaki her beş dizel motorlu araçtan birinin enjektörü Bosch’un Bursa’daki fabrikasından sağlanıyor.

 

Türkiye ısıtmada en büyük 5 pazardan biri

Türkiye, Bosch Termoteknoloji için Avrupa’daki en büyük 4-5 pazardan biri. Duvar tipi kombi ve kompenentleriyle ısı pompalarının iç ünitelerini Manisa’da bulunan fabrikasında üreten Bosch için Türkiye, Avrupa’daki önemli pazarlardan biri konumunda bulunuyor. Bosch üretiminin yüzde 70’ini ihraç ediyor. Bosch ve Buderus kombilerinin üretildiği, 845 kişinin çalıştığı tesisler, Bosch Termoteknik’in dünyadaki en büyük kombi fabrikası olma özelliğini taşıyor. Son iki yılda her yıl 500 binin üzerinde kombi üretimi gerçekleştiren fabrikadan 34 ülkeye kombi ihraç ediliyor.

 

Sporda şiddete karşı Bosch teknolojisi

Bosch güvenlik teknolojileri alanında da Türkiye için ilk olacak projelere imza atıyor. Statlarda futbolda şiddetin önüne geçecek uygulama için çalışan Bosch; bu teknoloji sayesinde sporda şiddetin önüne geçilmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. Aynı teknoloji ile uluslararası karşılaşmalar için Türkiye’ye gelebilecek holiganlar da daha gümrük kapılarında durdurulabilecek.

 

Bosch’un yenilikçi el aletleri yoğun ilgi görüyor

Bosch el aletleri, tüm segmentlerinde sektörünün lider şirketlerinden biri konumunda ve en yenilikçi ve ilk tercih edilen markalar arasında yer alıyor. Satılan ürünlerin yüzde 40’ı yeni ürünlerden oluşan Bosch El Aletleri’nin en yeni örneklerinden biri kullanıcısı olmadan çimleri biçebilen Indego, lityum iyon pille çalışıyor ve ses kirliliğine neden olmuyor.

 

“Türkiye’nin en gözde şirketleri” arasındayız

Bosch’un, üniversite gençliğinin en gözde şirketleri arasında yer aldığını belirten Young, ”İş hayatında fırsat eşitliğine katkıda bulunmak amacıyla İnsan kaynakları uygulamalarında yeni, çığır açacak bir proje başlattık. Yasaların annelere tanıdığı doğum izni ve sınırlı süt iznine ek olarak, çocukları bir yaşına gelene kadar, dileyen tüm kadın çalışanlarımıza part-time çalışabilme hakkı tanıyoruz” dedi. Türkiye’deki çevre faaliyetleri hakkında da bilgi veren Steven Young; son 2 yılda 34.400 MWh enerji verimliliği çalışması karşılığında 600 bin ağaca bedel olan 14.300 tCO2 emisyonu azaltıldığını ve son 2 yılda yapılan enerji verimliliği çalışmalarıyla da 2 milyon avronun üzerinde tasarruf sağlandığını bildirdi.

 

“Sıfır kazaya doğru gidiyoruz, birbiriyle konuşan teknolojiler geliştiriyoruz”

Yıllık değerlendirme toplantısına katılanlar, Bosch’un otomotiv sektörü için geliştirdiği güvenli sürüş teknolojilerini Türkiye’ye özel olarak ve ilk defa getirilen demonstrator ile yakından tanıma fırsatı buldular. Güvenli sürüş demonstrator aracı ve otomotivin geleceği hakkında bilgi veren Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young; “Sürücünün sorumluluğunu yavaş yavaş teknolojiye aktarıyoruz. Bugün trafikte halen sürücü sorumlu durumda ancak otonom sürüş teknolojisi sayesinde yavaş yavaş teknoloji kontrolü ele alacak” dedi.

Young sözlerini şöyle sürdürdü; “Üzerinde çalıştığımız yeni teknoloji: Yoğun trafik destek sistemi (traffic jam support). Saatte 0-50km arasındaki süratte, dur-kalk trafiğinde gaz-fren ve direksiyon kontrolünü üstlenen sistem, Bosch teknolojisiyle artık mümkün. Böylece aracınız yoğun trafikte kendini şerit içinde tutarak giderken, siz stressiz ve güvenli sürüşün konforunu yaşayacaksınız. Ve bu teknoloji 2014 itibarıyla kullanılmaya başlanacak.”

Bosch, basın toplantısında 2015 yılı itibarıyla akıllı telefonlarla otomobil parkının mümkün olacağının müjdesini de verdi.

 

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Published

on

By

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Continue Reading

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Published

on

By

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Continue Reading

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Published

on

By

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Continue Reading

Yorumlar

  • {{{ review.rating_post_title }}}
    User Avatar
    {{{ review.rating_title }}}

    {{{review.rating_comment | sstr | nl2br}}}

    Show

Trendler