Connect with us

Haberler

Avea CEO’su Erkan Akdemir, GSMA 2014’te sektörü ve Avea’nın çalışmalarını değerlendirdi

Yayın tarihi

-

 

Türkiye’de varolan vergi sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Avea CEO’su Erkan Akdemir, GSMA 2014’te yaptığı açıklamalarda;

 “Türkiye’de cep telefonlarına uygulanan vergi rejimi pahalı telefonu teşvik ederken; ucuz telefonların satın alma maliyetini artıracak bir noktaya geldi. Uygulanmaya başlandığında bir anlamı olan 120 TL’lik maktu verginin yeniden gözden geçirilmesinin zamanı geldi”

 

“Altyapı paylaşımı konusunda operatörler, bu alanda düzenleme veya işe yarar şekilde teşvik edici kuralların konulmasını istiyor. Çünkü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de operatörler gelirlerinin önemli bir kısmını altyapı yatırımları için kullanıyor. Türkiye’de 4G konusunda ortak altyapı kullanımını sağlayan modelin sadece operatörler için değil; ülke ekonomisi ve müşteriler açısından da en doğru model olduğunu düşünüyoruz. Biz de bu modeli destekliyoruz”

 

“Türkiye GSM pazarı 2013’ü, yüzde 3 abone büyümesi ve yaklaşık yüzde 7’lik servis gelir büyümesi ile tamamladı. Avea ise hem abone hem gelirde sektörün üzerinde bir büyüme kaydetti ve 2013’ü en kritik performans göstergelerinde rakiplerin açık ara önünde kapattı” dedi.

 

Avea CEO su Erkan Akdemir

Avea CEO’su Erkan Akdemir

Avea CEO’su Erkan Akdemir, 24-27 Şubat tarihleri arasında Barselona’da düzenlenen ve dünya GSM sektörünün en büyük etkinliği olan Mobile World Congress 2014’te; GSM sektöründe yaşanan gelişmeler, bu yıl kongrede öne çıkan başlıklar ve  Avea’nın yaptığı çalışmaları değerlendirdi.

Coğrafyalar farklı olsa da yaşanan sıkıntılar ve aranan çözümler ortak

Erkan Akdemir, GSMA 2014 Kongresi’nde bu yılın en çok dikkat çeken konu başlıklarını değerlendirken; dünyada GSM sektöründe bazı pazarlarda büyümenin sürerken; bazı pazarlarda ise büyümenin durmuş veya küçülmekte olduğuna dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Burada katıldığımız toplantı ve oturumlarda gördük ki; tüm dünyada operatörler artan yatırım yükümlülükleri, yüksek frekans kullanımı, yüksek vergiler ve özellikle devletlerin telekom operatörlerinden büyük beklentileri gibi konularda ortak sıkıntılar yaşamaktalar.

Değişik coğrafyalarda da olsa, farklı ülkelerde hizmet veren operatörlerin ortak sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Türkiye’deki operatörlerin de artan yatırım yükümlülükleri, yüksek frekans kullanımı ve yüksek vergi konusunda sıkıntıları diğer ülke operatörlerinin yaşadıklarıyla benzeşiyor.”

 

Akdemir: “Varolan vergi sistemi ucuz telefonların satın alma maliyetini artırır hale getirdi”

Türkiye’de varolan vergi sisteminin ucuz telefonların satın alma maliyetini artırır hale getirdiğini ancak bunun yapılacak bazı yeni düzenlemelerle iyileştirilebileceğine dikkat çeken Akdemir:

“Türkiye’de cep telefonlarına uygulanan bir vergi rejimi var. Bu vergi rejimi şu anda, pahalı telefonu teşvik eden, ucuz telefonların ise satın alma maliyetini artıracak bir noktaya geldi. Bu kapsamda, uygulamaya konduğunda bir anlamı olan 120 TL’lik maktu verginin gözden geçirilmesinin zamanı geldi.”

 

Erkan Akdemir, kongrede tanıtımı yapılan 25 ve 50 dolarlık cep telefonlarının Türkiye’de 300 TL bandından aşağıda olmayacağını ve bunun da vergilerden kaynaklandığını belirtti. Açıklamaları sırasında sağlanan konuşma hizmetleri üzerindeki vergilere de değinen Akdemir; ara bağlantı ücretlerinden alınan vergilerin pazarı daralttığını vurguladı ve “Ara bağlantı ücretlerindeki düşüş nedeniyle, Avea’nın büyüme rakamı aslında yüzde 15 olacakken; yüzde 11 olarak gerçekleşti” dedi.

 

Fatih Projesi ile atılan yerli üretim adımı desteklenmeli

Erkan Akdemir, son günlerde pek çok farklı sektörde gündeme getirilen yerli üretim ve bunun desteklenmesi konusunda da açıklamalarda bulundu. Fatih Projesi ile yerli üretimin yolunun açıldığını söyleyen Akdemir: “Elektronikten demir çeliğe birçok sektörde yerlilik oranı da tartışılabilir. Bunun iyi şekilde kullanılarak teşvik edilmesi gerekmektedir. İyi niyetli ve cesur yatırımcıların önünün açılması anlamında maktu verginin de iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde devlet eliyle bu kadar büyük bir pazar açılmadı. Bu fırsatı iyi kullanalım.”

Akdemir: 4G operatörlere yatırım yükümlülüğü getiriyor.

Çözüm; ortak altyapı paylaşımında

Kongrede ayrıca oturumlarda 4G yatırımlarının da gündemde olan konuların başında geldiğini belirten Erkan Akdemir;

“Altyapı paylaşımı konusunda operatörler, bu alanda düzenleme veya işe yarar şekilde teşvik edici kuralların konulmasını istiyor. Çünkü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de operatörler gelirlerinin önemli bir kısmını altyapı yatırımları için kullanıyor. Geçen yıl 750 milyon, ondan önceki yıl ise 800 milyon lira yatırım yaptık ve bunun büyük bölümü 3G’ye yönelikti. Dolayısıyla, Türkiye’de 4G konusunda ortak altyapı kullanımını sağlayan modelin sadece operatörler için değil; ülke ekonomisi ve müşteriler açısından da en doğru model olduğunu düşünüyoruz. Bunu, Avrupa’da bu konudaki arayışların artmasından da anlamak mümkün. O nedenle bu model, daha işin en başında ne kadar erken oturtulursa, o kadar net ve sağlıklı bir sonuç alınır. Biz de bu modeli destekliyoruz” dedi.

 

Akdemir: “Abone ve servis gelirinde pazarın üzerinde büyüdük”

 

Erkan Akdemir, GSMA 2014’teki değerlendirmelerinde Türkiye GSM pazarının 2013’ü, yüzde 3 abone büyümesi ve yaklaşık yüzde 7’lik servis gelir büyümesiyle kapattığını ifade etti. Avea’nın hem abone hem gelirde sektörün üzerinde büyümeye devam ettiğini, 2013’ü en kritik performans göstergelerinde rakiplerin açık ara önünde kapattığını da söyledi.

 

1 milyon 42 bin abone kazanımı ve yüzde 8 ile en çok büyüyen operatörün Avea olduğunu dile getiren Akdemir, bu alanda hakim operatörün yüzde 0.2, diğer operatörün ise yüzde 4 büyüdüğünü açıkladı. Akdemir, bu sonuçlarla abone pazar payını en çok arttıran operatörün de Avea olduğunu söyledi ve Bu alanda biz 1 puan, diğer operatör 0.3 puan kazanırken hakim operatör ise eksi 1.3 küçüldü”  dedi.

Avea’nın ara bağlantı indirimi etkisine rağmen çift haneli gelir büyümesini sürdürdüğüne ve hem pazarın hem de rakiplerin üzerinde büyüdüğüne de dikkat çeken Akdemir şunları söyledi:

“Toplam pazar yaklaşık yüzde 7 büyürken, Avea toplam gelirini yüzde 10, servis gelirini yüzde 11 arttırdı. Servis gelir büyümesinde hakim operatör yüzde 5, diğer operatör ise yüzde 8 büyüdü. Ara bağlantı etkisi hariç yüzde 15 büyüme yakaladık. Servis gelir pazar payını da 0.7 puan ile en çok artıran biz olduk. Bu alanda hakim operatör eksi 1 azalırken, diğer operatör ise 0.3 puan artış gösterdi.

 

2011 ve 2012’de olduğu gibi 2013’ü de numara taşımada en yüksek net taşıma adedi ile lider kapattık. Avea, 2013 yıl sonunda 916 bin net abone kazanırken, hakim operatör 1 milyon 86 bin abone kaybetti. Diğer operatörün abone kazanımı ise 170 bin oldu. Türkiye ortalamasında faturasız pazar yüzde 1 küçülürken, biz yüzde 6 ile en yüksek büyüme oranını yakaladık. Bu alanda hakim operatör yüzde 4 küçülürken, diğer operatörün büyümesi ise yüzde 1 olarak gerçekleşti.”

Faturalı pazarda da en yüksek büyümeyi yüzde 9.9 ile Avea’nın gerçekleştirdiğini de dile getiren Akdemir, akıllı cihaz penetrasyonunda ise rakiplere yüzde 7’lik fark attıklarını söyledi. Avea’nın akıllı cihaz penetrasyon oranının yüzde 37, rakiplerinin ise yüzde 30 olarak gerçekleştirdiğini belirten Akdemir, kişi başı konuşma gelirinde de 22,3 TL ile rakiplerinden önde olduklarını sözlerine ekledi.

 

İTO, GSMA’nın İstanbul’a getirilmesi için ciddi çalışmalar yapıyor

Erkan Akdemir İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) GSMA Kongresi’nin Barselona’dan sonra İstanbul’da düzenlenebilmesi için ciddi çalışmalar yaptığına da değindi:

“Burada ele alınan bir diğer konu ise bizim de katıldığımız ve İTO’nun GSMA’yı 2018’de, İstanbul’da yapma girişimleriyle ilgili bir toplantıydı. Bu toplantıda, GSMA Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO heyeti de hazır bulundu.

Toplantıda, Barselona’nın dönemi bittiğinde bu organizasyonun İstanbul’da gerçekleştirilmesi için yapılan yatırım planlarından bahsedildi. Geçtiğimiz yıl Sayın Binali Yıldırım’ın gündeme getirdiği bu konu, bu toplantıda daha somut bir şekilde tartışıldı.”

Avea’nın 2013 Sonuçlarına Göre Devam Eden Liderlikleri

Toplam abone taban büyümesi                 10 çeyrek

Faturasız abone taban büyümesi                12 çeyrek

Faturalı abone oranı                                24 çeyrek

Numara taşıma net kazanım                     7 çeyrek

Akıllı cihaz penetrasyonu                          10 çeyrek

Faturasız ARPU                                       5 çeyrek

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Haberler

“KOBİ’ler sürdürülebilir büyüme açısından deprem kıskacında”

Yayın tarihi

-

Yazar:

TÜİK verilerine göre sayıları 3,4 milyonu aşan, istihdamın %71’ini, üretimin %37,3’ünü oluşturan, ekonomik katma değerin %35,5’ini tek başına sırtlanan KOBİ’ler finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar çok sayıda sorunla karşı karşıya! KOBİ’lerin tam bir üretim ve istihdam ambarı olduğunu vurgulayan Ortak Akıl Danışmanlık CEO’su Dr. Yılmaz Sönmez, “Başta dijitalleşme olmak üzere küresel rekabetçilikte KOBİ’lerimizin elinin güçlendirilmesi gerekiyor. Ciro, katma değer ve teknolojik dönüşüm odaklı yapısal sorunlar, küresel riskler, deprem felaketinin görünen ve görünmeyen sonuçlarıyla birleştiğinde sürdürülebilir büyüme üzerindeki soru işaretlerini artırıyor” dedi.

Dünyada Covid-19 pandemisi ile başlayan, Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği enerji, gıda ve hammadde krizi ile derinleşen, enflasyon ve resesyon endişeleriyle tırmanan olayların gölgesinde kalan KOBİ’ler oldukça zorlu bir virajdan geçiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Kasım 2022’de yayımladığı rapora göre, KOBİ’lerin karşılaştığı en büyük zorluklar; %67 hayatta kalma ve büyüme, %48 yeteneklere erişim, %34 şirket kültürünü ve değerlerini koruma, %25 teknolojik dönüşüm talebine karşılık verme ve %24 finansmana erişim olarak sıralanıyor.

Dünya ekonomisinin çarkları KOBİ’lerle dönüyor

Dünya ekonomisinin çarkların KOBİ’ler sayesinde döndüğünü belirten Ortak Akıl Danışmanlık CEO’su Dr. Yılmaz Sönmez, Türkiye’de KOBİ’lerin üretim ve istihdam ambarı olarak istihdamın %71’ini, cironun %44’ünü, üretim değerinin %37,3’ünü ve faktör maliyetiyle katma değerin %35,5’ini tek başına sırtlandığını söyledi. Dr. Yılmaz Sönmez, konuya ilişkin şu ifadelerde bulundu:

“En güncel TÜİK verilerine göre sayıları 3,4 milyonu aşan KOBİ’ler Türkiye’deki tüm girişimlerin %99,7’sini oluşturuyor. KOBİ’ler toplam ihracatımızın %30,4’ünü, ithalatın ise %14,7’sini gerçekleştirirken büyük şirketlerin ihracatı içerisindeki dolaylı paylarını kattığımızda sağlanan katma değer yine oldukça yüksek. KOBİ’lerin ihracatının %90,8’ini imalat sanayi ürünleri oluştururken, toplam AR-GE harcamalarının %27,1’ini KOBİ’ler üstlenmiş durumda. Bununla birlikte KOBİ’lerin %55,9’u düşük, %31’i orta-düşük teknoloji düzeyinde yer alırken, sadece %12,4’ü orta-yüksek ve %0,7’si yüksek teknoloji kapsamında sınıflandırılıyor. KOBİ’lerimizin ciro, katma değer ve teknolojik dönüşümde yaşadığı yapısal sorunlar küresel risklerle birleştiğinde sürdürülebilir büyüme üzerindeki soru işaretlerini artırıyor. Mevcut durumda KOBİ’lerimiz sürdürülebilir büyümenin bayraktarlığını yapabilmesi oldukça zor görünüyor”

Dijital Dönüşüm Şart

Türkiye’deki KOBİ’lerin finansmana erişimden dijitalleşmeye kadar çok sayıda yapısal sorunla mücadele ettiğine dikkat çeken Dr. Yılmaz Sönmez, “KOBİ’lerimizin %59,8’inin 2021 yılında en az bir kez siber ihlal olayı yaşadığını, %46,1’inin bilgi-iletişim uzmanı istihdam ettiğini, %6,2’sinin yapay zekadan faydalandığını ve imalat sanayindeki KOBİ’lerin sadece %21,6’sının endüstriyel robot kullandığını düşündüğümüzde başta dijitalleşme olmak üzere küresel rekabetçilikte KOBİ’lerimizin elinin güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Deprem felaketi yapısal kırgınlıkları artıracak

Deprem felaketinin görünen ve görünmeyen sonuçlarının KOBİ’lerin yapısal kırılganlıklarını daha da artıracağını vurgulayan Dr. Yılmaz Sönmez, “Küresel ticarette %47,3 pay ile en büyük payı olan Avrupa’daki resesyon ile lojistik, tekstil, hazır giyim, tarım ve hayvancılık, mücevher, turizm gibi sektörlerde bölge kaynaklı tedarik zincirlerindeki aksama hatta kopma riskini de göz önünde bulundurduğumuzda KOBİ’ler için korkulu senaryolar kapıyı çalıyor. ‘İşleyen demir’ KOBİ’lerimiz küresel makro-ekonomik peyzaj zorlaştıkça ciddi bir direnç sınavından geçiyor” diye belirtti.

Yapısal sorunlar KOBİ’lerin sürdürülebilirliği için büyük tehdit

Türkiye’deki KOBİ’lerin küresel rekabette söz sahibi olmak ve sürdürülebilir büyüme dinamiklerini yakalamak için yeni yetenekler kazanması gerektiğine değinen Dr. Yılmaz Sönmez, konuyu şu sözlerle açıkladı: “KOBİ’lerin risk algısında tedarik zinciri kesintileri, siber olaylar ve makro-ekonomik gelişmelerden endişeli olduğu görülüyor. Allianz Risk Barometresi’ne göre dünyada 2023 yılı itibariyle orta ölçekli firmalar için en önemli risklerin başında %31 ile siber olaylar yer alıyor. Ardından %28 ile makro-ekonomik gelişmeler, %23 ile enerji krizi geliyor. Ülkemizdeki KOBİ’lerin yapısal sorunlarını düşündüğümüzde tablo bizim için biraz daha karamsar” dedi.

KOBİ’ler için yol haritası

Dr. Yılmaz Sönmez, KOBİ’leri krizlere karşı daha dirençli hale getirerek başarıya taşıyacak faktörleri şöyle sıraladı: “Fiziksel ve dijital varlıkları güvenceye alınması, tedarik alternatiflerini çeşitlendirilmesiyle tedarik süreçlerindeki kesintilerin önüne geçilebilir. Dijital ekonominin aktörleri arasına katılarak dijital uçurumun kapatılması küresel rekabete güç kazandırır. İç ve dış siber tehditlere karşı “asla rehavete kapılmayan ve sürekli doğrulayan” işletmeler yaratılmasıyla siber güvenlik bir tehdit olmaktan çıkar. Bunun için e-ticaretten bulut teknolojilere kadar tüm unsurları kapsayacak dijitalleşme senaryoları hazırlayarak entegre dijitalleşme benimsenmeli. Öte yandan aniden gelebilecek krizlere karşı mücadele edebilmek için daha fazla çeviklik elde etmek gerekiyor. İstihdamın başını çeken KOBİ’lerin istihdamda bir cazibe merkezine dönüşmesinin yolu genç yeteneklerin beklentisine uygun işyerleri inşa etmekten geçiyor. Bunun için de gençlerle empati kurulmalı!”

Haberin Devamı

Haberler

Google ve Endeavor Türkiye İş Birliğiyle AccelerateX Programı Başlıyor…

Yayın tarihi

-

Yazar:

Endeavor Türkiye ve Google iş birliğiyle gerçekleştirilen AccelerateX Programı, girişimlerini büyütmek isteyen girişimcilere yeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Özel olarak tasarlanan içeriğiyle Endeavor ve Google uzman mentor ağına erişim imkanı sunan ücretsiz program, 3 aylık yoğun atölyeler ile girişimcilerin gelişimlerine destek oluyor.

Programa kabul edilen 12 start-up kurucusuna, hem Google hem de Endeavor Türkiye tarafından pek çok imkan sunuluyor. Girişimler, Google tarafından program girişimcilerine özel sağlanan reklam ve bulut hizmetine, pazarlama ve iletişim desteğine ve pek çok eğitime erişim imkanına sahip olacaklar.

Endeavor ise program boyunca girişimcilere, mentorlardan destek alma ve yatırımcılarla tanışma fırsatı sunacak. Girişimciler, program boyunca ve sonrasında Endeavor’ın Girişimci Seçim ve Destek ekibi tarafından yakın takibe alınarak Endeavor Yerel Seçim Panelleri’ne katılım önceliğine sahip olacak ve Endeavor Girişimcileri arasına katılma şansını yakalayacak.

Program boyunca strateji ve iş geliştirme atölyelerinde, konu uzmanları eşliğinde ürün, strateji, satış, pazarlama, İK, kültür ve globalleşme konuları ele alınacak. Girişimciler ayrıca, düzenlenen forumlarda diğer girişimlerle bir araya gelerek benzer aşama girişimlerin yaşadığı zorlukları tartışma ve birlikte iş geliştirme imkanına kavuşacaklar.

Programın sonunda ise girişimcileri yatırımcılarla buluşturacak Demo Day Etkinliği gerçekleştirilecek. Türkiye girişim ekosisteminin önemli temsilcilerinin davet edileceği Demo Day’de girişimciler, kendilerini tanıtma ve yatırım bulma yolunda önemli bir fırsat yakalayacaklar.

Teknoloji üreten ya da kullanan tüm girişimlere açık olan programa, kurulu bir şirketi olan ya da erken aşama ürününü pazara sunmuş, kurucu ortaklar dışında en az bir çalışanı bulunan, ekibinde bir teknoloji lideri olan ve İngilizce dil yeterliliğine sahip olan girişimciler katılabilecek. Detaylara https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=mesut@monetatanitim.com&MailID=23620046&url=https%3a%2f%2frsvp.withgoogle.com%2fevents%2facceleratex%2fhome sitesinden ulaşılabilir.

Programı değerlendiren Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen, “Google gibi bir teknoloji lideriyle birlikte girişimcilere ulaşmaktan mutluyuz. Google deneyimi, mentor ağı, ürün ve eğitimleriyle girişimcilere globalleşme yönünde farklı olanaklar sunabileceğimizi düşünüyoruz. AccelerateX, büyümek isteyen girişimler için kaçırılmayacak bir fırsat” dedi.

Google Türkiye Reklam Pazarlama Müdürü Seçkin Tokgöz, ”Girişimler Türkiye ekonomisinin dijitalleşmesinde büyük öneme sahip. Biz de Google Türkiye olarak girişimcilik ekosistemi desteklemek adına bu alanda pek çok çalışma yürütüyor, kamu ve özel sektör paydaşlarımızla iş birliğinde bulunuyoruz. Girişimcilik alanında başarılı işlere imza atan Endeavor Türkiye ile AccelerateX Programı için bir araya geldiğimiz için mutluyuz. Hepimizi çok heyecanlandıran bu programla girişimlerin ve girişimcilerin ihtiyacı olan donanımları kazanmalarına yardımcı olacağımıza inanıyoruz.”dedi.

Detaylar ve başvuru için https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=mesut@monetatanitim.com&MailID=23620046&url=https%3a%2f%2frsvp.withgoogle.com%2fevents%2facceleratex%2fhome

Endeavor Türkiye Hakkında

Merkezi New York’ta olan, etkin girişimcileri destekleyen ve 33 ülkede faaliyet gösteren Endeavor Derneği, Türkiye’de 2006 yılından bu yana Yönetim Kurulu Üyeleri ve mentörlerinin desteğiyle büyüme aşamasındaki ScaleUp şirketleri tespit ederek büyümelerine ivme kazandırmaktadır. Tüm dünyadan 1700’den fazla girişimci ve 3200’den fazla mentörü ağında bulunduran Endeavor’ın, Türkiye’den seçilen 68 şirketi arasında Yemeksepeti, Insider, Gram Games ve son dönemde exit yapmış olan Peak Games, iyzico ve Foriba gibi başarılı şirketler bulunuyor. Detaylar için www.endeavor.org.tr‘yi ziyaret edebilirsiniz.

Haberin Devamı
Advertisement

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com